DEM Parti İstanbul Milletvekili ve Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder için İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) tören düzenlendi. Kızı Ceren Önder, “Barışı görmek istiyordun… Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki hüzünlü umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben” dedi.

18 gündür hastanede tedavi gören Önder ‘çoklu organ yetmezliği’nden dün hayatını kaybetti.
Anma töreni için yüzlerce insan, AKM önünde toplandı. Kitlenin bir bölümü içeri giremedi.
Anma için Pervin Buldan ve Ahmet Türk dahil DEM Partilili siyasetçilerin yanısıra CHP Genel Başkanı Özgür Özel de AKM’ye geldi.
Salonda barış sloganları atıldı.
‘Bu ülkede kanın acının durması gerekiyor’
Ali Önder, kardeşi için şunları söyledi:
“2011 yılında gazete, radyo, televizyon ve sinemayla yoğun bir şekilde meşgulken, bir gün sürpriz yaparak siyasete girebileceğini bize söyledi. Ben de şaşırmıştım. Nedenini sordum, şunu yapmak istiyorum dedi: ‘Bu ülkede kanın, acının durması gerekiyor. Hiçbir malım, mülküm yok. Ceren’e yaşanılabilir bir ülke bırakmak istiyorum.’
Evet, malı ve mülkü yok ama arkada dağlar gibi sizleri bize bıraktı. Bir muradı vardı, o da barış. Gözünde kalacağını düşünmüyorum, sizleri gördükten sonra bunun bir şekilde hayata geçeceğine inancım sonsuz.
Kendisi şu anda burada olsaydı, size şöyle veda ederdi, ‘Sevene de sövene de selam olsun’ derdi.”

‘Kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum’
Ceren Önder babasını şu sözlerle anlattı:
“Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu beni büyük zaafım , kabusum, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumru, karın ağrımdı. Öyle iyi öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim.
Ben babalığına çok doydum. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni. Ama dostluğuna doyamadım, o dostluğa doyulur mu?
Şimdi öfkelenmek istiyorum. ‘İki hafta sonra barış protokolü imzalanacak, sonra rahatız. Ameliyat da olacağım. İki haftada ne olacak’ demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere, bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum. Bana Kandıra Cezaevi’nde gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.
Barışı görmek istiyordun… Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki hüzünlü umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada aklın bizde kalmasın.”
Tören sonunda salonda Önder için Neşet Ertaş’ın ‘Allı Turnam’ türküsü çalındı.
Ne olmuştu?
Önder, 15 Nisan’da saat 22:30 sularında ambulansla İstanbul’un Şişli ilçesindeki Florence Nightingale Hastanesi’ne kaldırıldı. Aort damarında yırtılma saptanmasının ardından 23:30 sularında acilen ameliyata alındı. Ameliyat 12 saate yakın sürdü, 16 Nisan’da yoğun bakıma alındı.
Hastane, Önder’e bypass yapıldığını ve aort kapağının değiştirildiğini fakat kalbin sağ yarısının iyi kasılmadığını açıkladı. 20 Nisan’da kalbin sağ tarafının tekrar kasılmaya başladığı duyuruldu.
25 Nisan’da doktoru Prof. Dr. Ertan Sağbaş, Mezopotamya Ajansı‘na “Aslında şu hale gelmesi büyük mucizedir. Kurtulma ihtimali zayıf da olsa umudumuz var” demişti.
Doktorlar, 28 Nisan’da da nörolojik tablonun bozulduğunu, Önder’in hayati tehlikesinin arttığını duyurdu.
Hastane dün 16:10’da Önder’in çoklu organ yetmezliğinden hayatını kaybettiğini açıkladı.