CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle TBMM’nin acil toplanması gerektiğini söyledi.
CHP lideri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın güvenlik zirvesini topladığını hatırlatarak, “Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı” diye sordu.

Meclis’te partisinin grubunda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gündeminde Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal harekâtı vardı.
Kılıçdaroğlu, savaşın ilk gününde ‘Güvenlik Zirvesi’ni toplayan Erdoğan’ı eleştirdi: “Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı? Güvenlik zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum.”
Güvenlik Kurulu üzerinden ‘paralel yapı’ eleştirisi yapan Kılıçdaroğlu, devleti saate benzeterek dengeli çalışması gerektiğini ifade etti.
Devletin zirvesinin Milli Güvenlik Kurulu olduğunu, kurulun da anayasal statüsü bulunduğunu belirten ana muhalefet lideri, ayrıca Meclis’in de toplanması ve açık kalması gerektiğini söyledi.
‘Bodoslama girmeyin’
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’a Meclis için talimat verdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “TBMM’nin toplanması lazım acilen. Sonra ittifakın diğer bileşenlerini aradım düşüncelerimi söyledim. Meclisin açık olması lazım dedim” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta tarafsız kalması gerekliliğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, ‘bodoslama girmeme’ çağrısı yaptı. AKP’nin devleti yönetemediğini savunarak, “Büyük büyük laflar ediyorsun gidiyorsun orada çekimser oy kullanın diyorsun. Niye? Rusya’yı kızdırmayalım diye” dedi.
Altı muhalefet partisinin dün Ankara’da gerçekleştirdiği mutabakat törenini hatırlatan CHP lideri, seçim barajı eleştirisi yaptı. Yüzde 10’luk seçim barajının ‘darbelerin ürünü’ olduğunu belirterek, baraj nedeni ile milyonlarca seçmenin iradesinin Meclis’e yansımadığını savundu.
Mutabakat metninde yer alan bazı konuları anlatan ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, “Torba kanun uygulamalarına son vereceğiz. Tamamen kaldıracağız. İlgili bütün kuruluşları davet edeceğiz. Sanayiciyle ilgili kanun çıkacak sanayicinin haberi yok. Buna son vereceğiz. Böyle bir kanun geliyorsa ilgili kuruluşları davet edeceğiz. Sicil toplum kuruluşlarıyla birlikte görüşülecek. Bütçe hakkı devredilemez. Adaletin olmadığı yerde ekmek yoktur. Hakkınızı arayamazsınız adaletin olduğu yerde. O nedenle öyle AİHM kararı, AYM kararı ben uygulamıyorum diyen hakimin kulağından tutup kapının önüne koyacağız” ifadelerini kullandı.
‘Erdoğan kabul etti’
Zamlar geri alınıncaya kadar ödemeyeceğini duyurduğu elektrik faturalarına da değinen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın KDV indirimini eleştirdi. Çağrısını yaptığı ‘sosyal tarifeyi’ Erdoğan’ın da kabul ettiğini belirtti:
“Zam gelmeden önce çıkıp kamuoyuna açıklama yapmıştım. Dört kişilik bir ailenin ortalama elektrik tüketimi 230 kw, oraya zam yapmayın. Sözümüzü dinlemedi. 210 kw saate kadar olana bir ayrıcalık tanıdı. Dün akşam şimdi 230 dese Kılıçdaroğlu’nun dediği oluyor, en iyisi 240 yapayım da şundan kurtulayım, dedi. Bizim sosyal tarifemizi kabul etti. Bu ne demektir? Bizi devleti ondan daha iyi tanıyoruz.”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
* Ayrımcılık yapmadan, kimsenin kimliğine, inancına bakmadan 84 milyonu kucaklamak istiyoruz. Bize sağlıklı eleştiriler yapanlara da saygı duyuyoruz. Bizim görmediğimizi sade bir yurttaş görebilir dolayısıyla bir her türlü eleştiriye açık bir partiyiz. Ülkemize demokrasiyi, barışı, sevgiyi getirmek istiyoruz. Kucaklaşmak istiyoruz. Bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu arzumuzu gerçekleştirmek için elbette çalışacağız bozmak isteyenler olabilir ama oyun bozanlara izin vermememiz gerekiyor. İnşallah hep beraber bu görevi birlikte yerine getireceğiz.
* Görünen bir yüzü vardır cumhurbaşkanı bakanları sivil toplum kuruluşları vardır eğer bunlar bir saat gibi dengeli çalışıyorsa o zaman o ülkede huzur vardır gelecek umudu vardır. Örnek evreyim mesela Belçika’da aylarca hükûmet kurulamadı. Ama bir Allah’ın kulu çıkıp da “Aman mahvolduk” demedi. Devletin bütün kurumları bir saatin çarkları gibi zaten çalışıyordu. Almanya’da koalisyon için 4-5 ay beklediler. hiçbir yatırımcı bir gazeteci çıkıp “Mahvolduk paranın değeri düştü” gibi şeyler söylemedi. Her şey kendi kurallarına göre çalışıyordu. Çünkü devletin yasaları var her alan yasalarla düzenlenmiştir. Böyle bakmamız lazım.
‘Hukuki temeli var mı’
* Devleti yapmak istediğimiz yapı da böyle bir yapı olmak zorundadır. A partisi, C partisi gelir ama devletin çarklarıyla oynamaz. Sağlıklı yapısıyla oynamaz, işleyen mekanizmaya çomak sokmaz. Bu girişi niye yaptım? Malum hemen yanımızda Karadeniz’in biraz yukarısında Rusya- Ukrayna çatışması. Savaş veya çatışma. Bu olay olduğunda Denizli’deydi. Toplantıya girmeden önce grup başkanvekili Engin Altay’ı aradım ‘Önemli bir olay var. Hemen burnumuzun dibinde gerilim var. TBMM’nin toplanması lazım acilen. Sonra ittifakın diğer bileşenlerini aradım düşüncelerimi söyledim. Meclisin açık olması lazım dedim. Bilgi sahibi olmamız lazım’ dedim. Olayın meydana geldiği aynı gün Sayın Erdoğan güvenlik zirvesini topladı. İyi, kimse değinmedi ama merak ettim. Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı? Güvenlik zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum. Kimler katıldı diye baktım. Eğer zirve devletin bir zirvesi ise bunun kurumu var MGK. Bunun toplanması gerekir evet. Ama siz bu kurumu bir tarafa bırakıp bir paralel yapı inşa ediyorsanız ve o inşa ettiğiniz o paralel yapıyı partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir!
* Niye devlet adına söylüyorum? Erdoğan cuma namazından sonra çıkıyor, gazeteciler Rusya-Ukrayna gelişmeleri soruyorlar… ‘Parti sözcümüzün yaptığı açıklama çok açık ve net.’ Tarafsızlığı ve namusu üzerine ant içen bir kişi devlet ayaklar altına alamaz! Akıl alacak bir şey değil! O zirvede akıl olmadığı için, o zirvede akıl çalışmadığı için o zirvede bütün olaylar net tartışılmadığı için bir kişinin beklentileri doğrultusunda alkışlarla bir tablo ortaya çıktığı için zikzaklar yapmaya başladılar. Açıklama yapıyor Erdoğan… ‘Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekatı kabul edilemez bulduğumuzu ve reddettiğimizi belirtiyorum.‘ Kardeşim Avrupa Konseyi’nde gidiyorsun çekimser davranıyorsun. Niçin? Dün söylediğinin bir gün sonrasında tam tersini yapıyorsun. MGK’yı toplasaydın böyle zikzaklar çizmezdin.
‘MGK toplanmalı’
* MGK bir anayasal kurumdur. MGK’nın toplanması lazım. MGK toplansaydı oradaki bürokratlar ve siyasiler bütün gerçekleri öğrenebilirler miydi? Öğrenebilirlerdi. Nasıl konuşmaları konusunda bir kanaat sahibi olabilirlerdi. Sen oraya parti sözcüsünü çağırmışsın grup başkanını çağırmışsın genel başkanvekilini çağırmışsın ne kadar işe yaramaz adam var çakırmışsın devletin kurmaylarını da toplamışsın oraya sonra milli güvenlik zirvesi diyorsun. Ne güvenlik zirvesi ya! Devleti yönetmekten aciz olanlar güvenlik zirvesi mi toplar! Devlet geleneği ve devlet aklı olmayana teslim edilen bir Türkiye var ve zikzaklar çizen bir Türkiye var.
* Tarafsız kalmamız lazım, bu işin içine bodozlama girmememiz lazım. Ağzımızdan çıkan sözü dış politikada ölçerek tartarak konuşmamız lazım. Bunlar dış politikayı da dış politika malzemesi haline getirdiler. Aslansın kaplansın! Büyük büyük laflar ediyorsun gidiyorsun orada çekimser oy kullanın diyorsun. Niye? Rusya’yı kızdırmayalım diye. Devleti yönetemiyorlar işin Türkçesi. Yazıktır günahtır. Yüz yıllık bir devlet geleneğimizi çürüttüler mahvettiler.
‘Tarifemizi kabul etti’
* Dünyada bizim dışımızda elektriğe yüzde 127 oranında zam yapan hiçbir ülke görmedim. Sanıyorlar ki bu millet dünyayı bilmiyor. Ya herkesin elinde cep telefonu var kardeşim. Sen o telefonla Güney Amerika’da ne olduğunu dakikalar içinde öğreniyorsun. Hâlâ geride kalmışlar. Ya dünya Orta Çağ’ı geçti, 21. yüzyıldayız artık! Zam için tekrar toplandılar. Erdoğan söylediğini geri aldı ve dedi ki tarifeleri indireceğiz. Yüzde 18 olan KDV’yi yüzde 8’e indirdiler. Yani Yüzde 127 zam yaptılar onu yüzde 100’e indirdiler. Böylece vatandaş memnuniyetini ifade edecek! Ama bir şey daha yaptı. Zam gelmeden önce çıkıp kamuoyuna açıklama yapmıştım. Dört kişilik bir ailenin ortalama elektrik tüketimi 230 kw, oraya zam yapmayın. Sözümüzü dinlemedi. 210 kw saate kadar olana bir ayrıcalık tanıdı. Dün akşam şimdi 230 dese Kılıçdaroğlu’nun dediği oluyor, en iyisi 240 yapayım da şundan kurtulayım dedi. Bizim sosyal tarifemizi kabul etti. Bu ne demektir? Bizi devleti ondan daha iyi tanıyoruz.
* Yüzde 10 seçim barajını darbeciler getirdi. Darbeye de darbecilere de karşıyız. Yüzde 10’u kaldıracağız. Milli iradenin meclise yansıması lazım. Yüzde 9 alıyor meclise giremiyor. Milyonlarca oy almış kardeşim. Milli irade önemlidir. Yurt dışındaki işçileri düşünün. Seçimlerde oy kullanıyorsunuz ama bulunduğunuz yerde milletvekili seçilemiyorsunuz. Niçin? Bu garabeti de değiştireceğiz. Yurt dışı seçim sistemi oluşturacağız. Demek ki milli iradeye gerçek anlamda sahip çıkan kim? Millet İttifakı. Yurt dışındaki vatandaş taşeron mu? Hayır oyunu kullanacak aday da olacak. Seçilecek buraya gelecek kendi derdini oradaki vatandaşlarının derdini TBMM’de anlatacak. Torba kanun uygulamalarına son vereceğiz. Tamamen kaldıracağız. İlgili bütün kuruluşları davet edeceğiz. Sanayiciyle ilgili kanun çıkacak sanayicinin haberi yok. Buna son vereceğiz. Böyle bir kanun geliyorsa ilgili kuruluşları davet edeceğiz. Sicil toplum kuruluşlarıyla birlikte görüşülecek. Bütçe hakkı devredilemez.
‘Talimatla karar mı verilir’
* Adaletin olmadığı yerde ekmek yoktur. Hakkınızı arayamazsınız adaletin olduğu yerde. O nedenle öyle AİHM kararı, AYM kararı ben uygulamıyorum diyen hâkimin kulağından tutup kapının önüne koyacağız. Adalet kendi içinde yolunu yürür. Hâkim hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir. Dünyanın bütün demokrasilerinde böyledir. Oturur en son vicdani kanaatini dinler. Bazı bilim insanları ne derler vicdan için ‘Allah’ın yüreğimizdeki sesi’ derler. Talimatla karar veren hâkim mi olur Allah aşkına! Çoklu baro sistemi; bir şeyi iyi yönetmek istiyorsan böl parçala ondan sonra yönetirsin. A barosu b barosu baro bir tanedir ya. Türkiye Odalar Borsalar Birliği’ni de mi parçalayacağız? Beraber olmak varken aynı zeminde var olan sorunları tartışmak varken neden ayrışıp kamplaşıyoruz? Kadın-erkek eşitliğini sağlayacağız. Daha ilkokuldan başlayarak bunu çocuklarımıza anlatacağız. Kayyım uygulamasına son vereceğiz.