İsrail’in Mavi Marmara baskınında hayatını kaybeden Çetin Topçuoğlu’nun ailesini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu dava bitmiş bir dava değildir. Biz bu davayı kapatmış değiliz. Herkesin hakkını ve hukukunu korumak zorundayız” dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı’nın organize ettiği ve Filistin’e insanı yardım taşıyan altı gemiye 31 Mayıs 2010’da İsrail Savunma Kuvvetleri saldırmıştı. 800 yolcusu bulunan Mavi Marmara gemisine saldırıda 10 kişi ölürken, 60 kişi de ağır yaralanmıştı.
İsrail olaydan yaklaşık altı yıl sonra saldırıda ölenlerin ailelerine 20 milyon dolar ödemişti. Mavi Marmara daha sonra ‘Anatolian’ ismini almış ve yük gemisi olarak faaliyet sürdürmeye devam etmiş daha sonra da icradan satışa çıkarılmıştı.
Kılıçdaroğlu, Topçuoğlu’nun ailesini İstanbul Beykoz’daki evlerinde bugün ziyaret etti.
Basın mensuplarına görüşme çıkışında konuşan Kılıçdaroğlu, özetle şunları dedi:
“Mavi Marmara olayını biliyorsunuz. Şehitlerimiz var. Şehitlerimizin kanı üzerinden İsrail ile pazarlık yapıldı. Bir anlaşma zemini arandı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu dava bitmiş bir dava değildir. Biz bu davayı kapatmış değiliz. Herkesin hakkını ve hukukunu korumak zorundayız. Siz kendi vatandaşınızın hakkını ve hukukunu korumayacak da ne yapacaksınız? O nedenle geldim. Oturduk ve konuştuk. Dertleştik. Olayı anlatan göz yaşlarını tutamadı, kardeşimiz. Hala bu acı yaşanıyor. Bunu çözmek zorundayız. Bu konuda biz elimizden geleni yapacağız. Bazı istekleri oldu. O isteklerin de takipçisi olacağız.
Uluslararası sularda eğer bizim insanlarımız katlediliyor. Bunların hakkı ve hukuku aranmıyorsa, bir gece yarısı anlaşma ile sözde bir barış zemini yaratılmak isteniyorsa, bunu kabul etmiyoruz. Dolayısıyla bu konu bizim için kapanmış bir konu değildir. Takipçisi olacağız.
‘Kaşıkçı dosyası bizim için kapanmadı’
Bir konuya daha değinmek isterim. Ülkemize gelen, vatanımıza gelen (Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed) bin Selman’la ilgili olarak. Düne kadar her türlü hakareti yaptığınız, her türlü eleştiriyi yaptığınız kişi ile kucaklaşıyorsunuz. Üç, beş dolar için. Yani üç, beş kuruş için. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kaldırması mümkün değildir. Bizim kaldırmamız mümkün değildir. Ya bu ülkenin bir itibarı, bir saygınlığı vardır. Siz nasıl bu ülkenin saygınlığını, itibarını yerle bir edersiniz. Üç, beş kuruş için. Türkiye topraklarında bir cinayet işleniyor. Salman buraya gelmeden önce cinayet dosyası da kapatılıyor. Onu da araştıracağız. O dosya da bizim için kapanmış bir dosya değildir. Onun da gereğini yapacağız. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ‘gider insanları öldürürüm. Bir konsoloslukta öldürürüm. Ondan sonra üstünü kapatırız. Böylece istediğim yerde, Türkiye’de cinayeti işlerim’ diye bir hevese kapılmasın. Bu dersi vermezseniz, o hevese kapılanlar olur. Bu dersi vermek zorundayız. Bu da bizim hedeflerimizden, amaçlarımızdan birisidir. Türkiye’nin itibarına hiç kimse gölge düşüremez.
Erdoğan’la oynuyorlar, biliyorum. Aynı kayığa bindiler. Onu da gayet iyi biliyorum. Aynı kayığa binebilirsin, dosyanın üstünü örtebilirsin ama Allah’ın izniyle yakında iktidar olacağız. Dosyaların nasıl açıldığını, hesapların nasıl sorulduğunu, Türkiye’nin itibarının nasıl korunduğunu herkese duyuracağız. Bütün dünyaya da duyuracağız. Bu ülke itibarlı, saygın bir ülkedir. Ülkenin itibarını devleti yöneten birisi ayaklar altına alamaz.”
‘Yunanlılar bizi biliyor; onlara göstereceğiz’
Kılıçdaroğlu, “İktidar temsilcileri üst perdeden konuşma yapıyor ama Yunanistan’ın adaları silahlandırması var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Erdoğan iç politikada üst perdeden konuşur tabii. Atar, tutar, asarım, keserim, kırarım, şunu yaparım, bunu yaparım ama hayatın gerçeğine baktığınızda hiçbir şey yapmayan, eli kolu bağlı. Bir anlamda kendisi egemen güçlere teslim olmuş gibi bir havası var. Bunu görüyorsunuz zaten. Atmosferi de görüyorsunuz. Şunu söylemek isterim. İktidar değişecek. İktidar olacağız. Yunanlılar, Yunan yöneticileri, iktidarları bizim Kuvayi Milliyeci olduğumuzu biliyorlar. Bizim hangi gelenekten geldiğimizi, ülkenin çıkarlarını nasıl koruduğumuz gayet iyi biliyorlar. O yöneticiler aynı zamanda rahmetli Ecevit’i de rahmetli Erbakan’ı da gayet iyi biliyorlar. Şimdi konuşsunlar. İktidara geldiğimizde o adalardaki silahların ne olacağını biz onlara göstereceğiz.”