CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Adalet Yürüyüşü’nü kendileri lütfettiği için yapabildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ”Diktatörsün” diyerek yanıt verdi.

Fotoğraf: DHA
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun başlattığı yürüyüşün kendilerinin lütfuyla gerçekleştiğini söyleyip, “Yollarda yasal olarak yürümeniz hükümetimizin bir lütfudur. Siyasette söyleyecek sözü olanın bunu ifade edeceği yer yol kenarı değil meclis kürsüsüdür” demişti.
Kılıçdaroğlu bu sözlere yürüyüş sırasında Çamlıdere Sapağı’nda gerçekleştirdiği grup toplantısı sırasında yanıt verdi.
CHP lideri şunları söyledi: “Bunu tarihte firavunlar söylerdi, günümüzde diktatörler söylüyor. İnsan olarak doğdum, benim doğuştan haklarım vardır. Demokratik ülkede doğdum, benim anayasal haklarım vardır. Biri benim haklarımı lütuf gibi sunuyorsa ben de ona diktatör olduğunu hatırlatıyorum. Sen diktatörsün diyorum.”
‘Kimseden emir alınmaz’
Kılıçdaroğlu, kendisine sürekli yöneltilen ‘Yürüyerek adalet aranmaz’ ifadelerini de eleştirdi.
“Şunu söyleyemiyorlar. Memlekette adalet var siz niye yürüyorsunuz diyemiyorlar. Adalet olsa adaletsizlikten şikayet etmeyiz. Böyle bir yerde ne yapacağız? Yürüyoruz. Sivil itaatsizlik diyorlar. Adaleti savunmak için kimseden emir alınmaz. Adalet allahın emridir” diyen Kılıçdaroğlu, adaletin ilk kez Türkiye’de çöktüğünü söyledi.
CHP liderinin konuşmasından satır başları şöyle:
* “Adaletin aksaklıkları vardı biliyoruz ama çökmemişti. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra yüz binlerce insan sokağa indi. Kimse sokağa niye indiniz diye sormadı. Onlar adaleti demokrasiyi savunuyorlardı.
* İki 15 Temmuz var. Halkın 15 Temmuz’u ve sokağın 15 Temmuz’u. Halkınkini biliyoruz, halk sokağa çıktı, sonuna kadar bayrağına demokrasisine sahip çıktı. İlk kez bir şey oldu, bütün Meclis, bütün medya, bütün sivil toplum darbeye karşı çıktı. Geldik 20 Temmuz’a. komisyonlar kuruldu, en temel iki aktör bu komisyonlara gelmedi. Niye gelmedi? Çünkü sarayın 15 Temmuz’unu gerçekleştirenler ‘Komisyona gitmeyeceksiniz’ dedi. Ve 20 Temmuz’da bir darbe yapıldı. OHAL’de kararname çıkarma yetkisinin hükümete verildiği tarihtir.
‘İkisine de selam olsun’
* Nuriye Gülmen, Semih Özakça. Çocuklarımızı yetiştiriyorlar. Bir kabahatleri varsa söyleyin. Ellerine silah aldılarsa söyleyin. Ellerine bir kağıt almışlar insan hakları anıtı önünde. Kimse hangi gerekçeyle işlerine son verildiğini bilmiyor. Sesimizi nasıl duyuracağız dediler. Ellerine bir kağıt almışlar, ‘İşimizi istiyoruz’. Açlık grevi yaptılar. Biber gazından tutun, tekme tokata kadar her şeyi yaptılar. ‘En iyisi bunları terörist diye alalım hapse atalım’ Baktılar olmuyor, tutup hapse attılar. Bugün ikisi de mahpus damlarında yatıyorlar. İkisine de selam olsun.
‘At işkembeden gitsin’
* Bana bir söz verilmişti. Ben, kendileriyle görüşürken dedim ki; 249 şehidimiz var. Doğrudur. Linç edilen üç tane de askerimiz var. Linç edilmiş, onların da hakkını savunmalıyız. O asker darbe yapamaz ki, rütbesi yok adamın. Onların da haklarının savunulması lazım. Onların faillerini yargıya çıkarmamız lazım. Onu da söyledim, söz verdiler bana. Haklısın Kemal Bey dediler. Linç olmaz dediler. Daha dava bile açılmamış. Çünkü diktatörlerin bir özelliği var, çok rahatsız ve kontrolsüz yalan söyleyebilirler. At işkembeden gitsin.
* Hava harp Okulu öğrencisi, Murat Tekin linç edildi. Bunun hakkını kim arayacak? Adaleti savunan bizler arayacağız. Bu çocuk belki gidip bir siyasi partiye de oy vermedi. Biz onu savunacağız. Binlerce akademisyenin işine son verildi.
‘İspat edersem istifa edecek misin?’
* Efendim darbecilerin bir özelliği daha var yalan söylediklerine inanmazlar. Geçenlerde biri demiş ki, anayasanın 138’inci maddesi var. Ne diyor okuyayım; ‘Hiçbir organ, hiçbir makam, hiçbir merci yargı kararlarının uygulanmasında tavsiye ve telkinde bulunamaz.’ Ben buna uyuyorum, böyle bir yetkim de yok benim. Bana 138’inci maddeyi hatırlatan beyefendiye çağrı yapıyorum; senin hükümetinin mahkemelere genelge gönderdiğini ben ispat edersem, onurlu ve namuslu bir şekilde istifa edecek misin?
‘Sözde cumhurbaşkanı’
* Yanlışı varsa söyleriz. Neden geldin iktidar oldun demeyiz. Şimdi adalet yürüyüşüne başladık, bir sürü hakaret. Sözde cumhurbaşkanı, koltukta oturuyor, bir sürü laf ediyor. Ben kendisiyle muhatap olmak istemiyorum.
* Benim bildiğim diktatörler çok da korkmaz, ama iç dünyalarında korku vardır. Niye gelmiyorsun? Efendim sen benim dengim değilsin diyor bazen. Bakın bu konuda, bunu iddia edecek kişi aslında benim. Ama olsun, onun gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için bu tartışmaya katlanıyorum ben. Madem öyle diyorsun, niye üç öğün bana sataşıyorsun. Gel, otur karşıma millete ders nasıl verilirmiş ben ona göstereceğim.”