• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kılıçdaroğlu aday olursa…

21/05/2022 23:47


LEVENT GÜLTEKİN

[email protected]

@acikcenk 

Vaktinde yapılacaksa seçimlere yaklaşık bir yıl kaldı. CHP’nin son Maltepe mitingi de gösterdi ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı giderek netleşiyor, hatta -bana göre- dönülmez bir noktaya doğru ilerliyor.

Siyasette bir yıl elbette çok uzun bir süre. Her şey değişebilir, yeni gelişmeler olabilir ama bugünden baktığımızda “Kemal Kılıçdaroğlu aday” diyebiliriz.


Kemal beyin olası adaylığı üzerinden sürdürülen tartışmalar var. Bu tartışmalardan biri; CHP liderinin cumhurbaşkanlığına aday olması halinde, bu durumun seçimi partiler arası bir iktidar yarışına dönüştürme riski.

Halbuki bu seçimin, filan parti ile falan partinin yarışından çok, ‘demokrasi mi otoriterlik mi?’ tercihine dönüştürülmesi gerekiyor.

Özellikle de CHP ile AK Parti arasında iktidar yarışına dönüşmüş bir seçim, ‘demokrasi mi otoriterlik mi?’ tercihinden çok, ülkeyi kimin yöneteceği yarışına dönüştürecektir ki ben de bunu riskli görenlerdenim.

Diğer bir tartışma konusu, Kemal beyin Alevi inancına sahip olması. Bu durumu da seçim için riskli görenler var. Bu riske dikkat çekenler, “Alevi biri cumhurbaşkanı olamaz” demiyor. Tam tersine, ‘Türkiye’nin bu tür kimlik, inanç, mezhep, yaşam tarzı üzerinden kurgulanan siyaset anlayışının yarattığı sorunları aşması, gerçek bir demokratik kültüre geçmesi’ gerektiğini söylüyorlar. Doğrusu ben de böyle düşünüyorum.

Fakat farklı bir durum var.

Bu seçim, kimin cumhurbaşkanı olacağının belirleneceği bir seçim değil.

Diğer yandan bu seçim, Türkiye’nin yıllara dayalı hastalıklı anlayışlardan kurtulmasının öncelik olarak görüldüğü bir seçim de değil.

Bu seçim, Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlık kuyudan çıkıp çıkamayacağının, demokrasiye, hukuka yeniden dönüp dönemeyeceğinin, yoluna cumhuriyet felsefesiyle devam edip etmeyeceğinin belli olacağı bir seçim.

Bu nedenle muhtemel bütün riskleri hesaba katmak ve olabildiğince hassas davranmak gerekiyor.

Çünkü yaşanan bu ağır tahribattan sonra ülkemizin ikinci bir şansı yok.

Bu son şansı kimsenin heba etmeye de sorumsuzca harcamaya da parti kazanımı gözeterek bu ihtimali riske atmaya da hakkı olmadığını düşünüyorum.

Dikkat ettim Kemal beyin Alevi olmasının seçimlerde yaratacağı riske dikkat çekenler, ağır hakaretlere, Alevi düşmanlığı gibi ipe sapa gelmez yakıştırmalara maruz kalıyor.

İktidarda kural, hukuk, değer tanımaz bir siyaset anlayışı var. İktidarda kalmak için ülkede kullanmadıkları, harcamadıkları tek bir değer bırakmadılar. Seçim kazanmak için Abdullah Öcalan’dan bile medet umdular.

Böyle bir iktidarın yapabileceklerine dikkat etmek gerekiyor.

Ülkede yaşanan bunca yolsuzluğa, haksızlığa, hukuksuzluğa, yaşanan bunca yıkıma rağmen toplumun bir kesimini, inanç istismarıyla yanında tutmayı başaran bir iktidar var.

Aynı istismarı bu sefer mezhep üzerinden daha güçlü bir şekilde yapabileceği yönündeki uyarılar, “Alevi biri cumhurbaşkanı olmasın, olamaz” demek değil, bu muhtemel riske dikkat çekmektir.

Bu riski alıp almamak ayrı bir konu, böyle bir ihtimal yokmuş gibi davranmak ayrı bir konu.

“İktidarın seçimi bir mezhep yarışına dönüştürmesinin toplumda bir karşılığı olmaz” diyenler var.

Umarım yoktur, umarım Türkiye bu hastalıklı anlayıştan bir an önce kurtulur.

Fakat bunu diyenler -küçük bir ihtimal de olsa- iktidarın manipülasyonlarının toplumda karşılık bulması durumunda neyle karşı karşıya kalacağımızı hesap ediyorlar mı?

Küçük de olsa böyle bir risk alınmalı mı, alınmamalı mı?

Bence asıl cevap vermemiz gereken soru bu.

Hatta bu soruyu yoksulluktan kıvranan milyonlara, hukuksuzluk sonucu hapislerde çürüyen mağdurlara, ülkeyi terk etmek için yollar arayan gençlere, cumhuriyet felsefesini Türkiye için olmazsa olmaz gören herkese sormamız gerekiyor.

Böyle bir risk alınacaksa niçin alındığı da açıklanmalı.

Tekrar edeyim: Bu seçim, ülkemiz açısında hayati öneme sahip. Tekrarı, tamiri, sonuçları açısından toparlanma ihtimali olmayan bir seçim.

Bu seçim, ülkemizin hayata yeniden dönüp dönemeyeceğinin belli olacağı bir seçim.

Türkiye’nin bütünüyle bir Ortadoğu ülkesine dönüşüp dönüşmeyeceğinin belli olacağı bir seçim.

Bu seçim, toplumdaki demokratik kültürü test etme seçimi değil.

2015’in haziran ile kasım ayları arasında olanlar bize gösteriyor ki iktidarda varlığını sürdürmek için her şeyi yapabilecek bir siyaset anlayışı var.

Böyle bir risk yokmuş, normal bir seçim yapılacakmış, toplumda yüksek bir demokratik kültür varmış, adayların kimliği, mezhebi, inancı seçim malzemesi yapılmazmış, yapılsa da karşılık bulamazmış gibi davranmak, bana göre durumu hafife almaktır.

Belediye başkanlığı seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun camide Kuran okumasını, “Ne yapalım toplum dindar insan istiyor” diyerek gerekli görenler, iktidarın yapacağı muhtemel bir mezhep vurgusunun yaratacağı riske dikkat çekenlere ateş püskürüyor.

Diğer taraftan “Böyle bir risk yok” diyenler, bu durumun yaratacağı riske dikkat çekenlerden daha demokrat, daha özgürlükçü değil.

Hele böyle bir riske dikkat çekenlere ‘Alevi karşıtı’ demek, en hafif tabirle ayıptır.

Elbette kimileri böyle bir riskin olmadığını veyahut varsa da alınması gerektiğini söyleyebilir. Ama kimilerinin de bu riske dikkat çekip alınmaması gerektiğini söyleme hakkı var.

Kapalı kapılar ardında Kemal beyi adaylık için cesaretlendirenleri, aday olması için teşvik edenleri, daha şimdiden kampanya hazırlığı içinde olanları toplumun bilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kimi muhalefet liderleri, araştırma şirketi başkanları, kanaat önderleri…

Muhtemel başarının da başarısızlığının da mimarlarının kimler olduğunu bilmemiz gerekiyor.

Seçimlerden sonra bu isimler ortalığa saçıldığında, “Ben böyle bir şey yapmadım, ben yoktum” diyerek sorumluluktan kaçmak olmaz.

Bu önemli kararda kimlerin katkısı olduğunu bilmek en doğal hakkımız.

Çünkü bu seçim, sadece bir partinin değil, hepimizin, dahası ülkemizin geleceğinin belirleneceği bir seçim.

Filed Under: Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: Levent Gültekin

SON HABERLER

Bozdağ, ’21 kişi’ demişti: Erdoğan’a göre İsveç 73 kişinin iadesi için söz verdi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "İsveç 73 teröristin iadesi için söz verdi" … Devamı...

Cüneyt Arkın’a veda: Ağlamayın bre, böyle insanlara ağlamak değil destan yaraşır

Sevenleri bugün 'Malkoçoğlu', 'Kara Murat', 'Battal Gazi', 'Öğretmen Kemal' … Devamı...

Ve Şimdi İyi Haberler: Pera’dan çocuklara rehberli sergi turu

Pera Müzesi yaz tatilini sanatla değerlendirmek isteyen 7-12 yaş grubundaki … Devamı...

Biden: Türkiye’ye F-16 satmalıyız

ABD Başkanı Joe Biden, "Türkiye'ye F-16 satmalıyız. Bunun için kongrenin … Devamı...

Stoltenberg: Türkiye ve Yunanistan, Ukrayna’dan tahıl ihracatı için çalışıyor

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye ve Yunanistan'ın Ukrayna'dan … Devamı...

Yüzlerce saatlik arşiv görüntüsünden hayata geçirildi: Prenses Diana belgeseli

Oscar adayı yönetmen Ed Perkins yüzlerce saatlik görüntüyü tarayarak … Devamı...

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a ‘NATO taahhütleri’ üzerinden yüklendi: Bastın imzayı, geldin

İlk etapta İsveç ile Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğine ‘Terör örgütlerine … Devamı...

Düşen leylek yavrusunu itfaiye ekibi yuvasına bıraktı

Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde yuvasından düşen leylek yavrusu, itfaiye … Devamı...

Bağımsızlık kahramanının ‘dişi’ defnedildi: Ondan kalan tek şey

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin (DKC) suikaste kurban giden eski … Devamı...

CHP’de istifaya götüren paylaşımlar yargıya taşınıyor: ‘Hesaplar sahteydi’

CHP’den İstanbul milletvekiliyken partisinden istifa eden Aykut Erdoğdu'nun … Devamı...

Niğde’de otobüs şarampole devrildi: Üç ölü, 41 yaralı
Şampiyonluğu kutlarken ‘Efes’ diyemeyen THY genel müdürü alay konusu oldu

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1703 gündür hapiste

YAZARLAR

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

Başka bir Cüneyt Arkın: Oğlum, İkinci Yenicilerle düştük kalktık biz gençliğimizde

Mustafa Dağıstanlı

Aradığınız motivasyona ulaşılamıyor

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Selamünaleyküm asker, aleykümselam bin Selman

Bahadır Kaynak

Rahmet dilemek, tarikatsız yapamamak ve siyasetçi olmak…

Murat Sevinç

Tarikat lideri ve ikiyüzlü siyaset

Levent Gültekin

GÜNÜN 11’İ

Kürşad Zorlu: Zirve öncesinde seslendirilen adımların atılabileceği ihtimali hayli düşük

Zeynep Gürcanlı: Rumların NATO’ya üyeliği için Ankara’ya baskı beklemek yanlış olmaz

Barış Terkoğlu: AKP cemaatleri sahipsiz bırakmak istemiyor

Akif Beki: Zafer elde ettiysek niye heyetimizin yüzüne vurmuyordu?

Ali Bayramoğlu: Kürt oyları kime?

Orhan Uğuroğlu: Erdoğan diplomasi-akrobasi anlayışıyla Amerika’ya itaat etti

Can Ataklı: Görev Bahçeli’ye düşüyor

Ege Cansen: Piyasa aktörleri yan yollara sapar

Yusuf Karadaş: Erdoğan kazandı mı ya da aslında kim kazandı?

Yılmaz Özdil: Türkiye’ye bilinçli olarak yıllardır bunu yapıyorlar

Fikri Sağlar: İkircikli davranış ülkeye zarar veriyor!

Kadın rektörden kadın personele: Kısa etek, açık yaka, yırtmaç, kot, tayt, askılı bluz giymeyin

Cameron Diaz Netflix’le dönüyor

‘Friends’in yaratıcısından 4 milyon dolarlık özür

O artık ‘Profesör Banksy’

New York parkında keçilerin ot mesaisi başladı

Tamire götürülen kanepeden altın çıktı

Kafası vagona sıkışan yavru kedi zeytinyağıyla yağlanarak kurtarıldı

Ekonomistler Beyonce’yi tartışıyor: Yeni şarkısı istifa çağrısı mı, şimdi iş bırakmanın sırası mı?

Bette Midler’dan kürtaj yasağı tepkisi: Viagra yasaklansın, sertleşme sorunu da ‘Tanrı’nın iradesi’

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi