Daha çok siyasetçi, bürokrat ve gazetecilerin olduğu bir iftarın ana konusu, yapıcı da olsa eleştiri yapanların başına gelenler. Ankara’dan biri anlatıyor:
“En küçük eleştiri yapanı aforoz ediyorlar. Halbuki insanlar daha doğruyu, daha iyiyi bulmak için bu yapıcı eleştirileri dile getiriyorlar. ‘Hayır, senin eleştirmeye hakkın yok’ diyen çullanıyorlar üzerimize. FETÖ’cü diyorlar. Onu diyemeyeceklerse, türlü türlü kulp buluyorlar. ‘Hocacı, Gülcü, Kraliçenin adamı’… Anında yalnızlaştırılıyoruz, ötekileştiriliyoruz. Herkes bu yüzden korkuyor ve susuyor artık. Ne oluyor Allah aşkına? Bu linç edenler kimden cesaret alıyor? Neden kimse dur demiyor bunlara?”
Bu sözleri sarf eden kişiye, herkes kafasını sallayarak destek veriyor. Medya dünyasından, bürokrasiden, politikadan gelmiş insanların yüzünde aynı mutsuz ifade. İnsanların birbirine güveni zedelendi. En iyisi susmak, risk almamak, hiç konuşmamak… Birçok kişinin bulduğu çözüm bu. Oysa doğruyu söyleyen dost, en büyük nimettir.