Katar krizinden sonra iletişim sahasına bakmaya insanın içi el vermiyor gerçekten. Arap düşmanlığının körüklendiği, Suud düşmanlığının ise en dip seviyelerde dolaştığını siz de görüyorsunuzdur.
“Fırsat bu fırsat, aradan iki yumruk da ben atayım” diyen PKK’lı, FETÖ’cü, IŞİD’ci, mezhepçi ne kadar karanlık tip varsa işin üzerine tüy dikti.
Tüm bu tartışmalar, sosyal medya yazıları, televizyon programları boşa gitmiyor merak etmeyin. Birileri bunları alıp Arapçaya çeviriyor, sonra da Arap-Türk kavgasında, Şii-Sünni savaşında mühimmat olarak kullanıyor.
Arap medyası, Türkiye medyası ayarında, çıldırmış gibi hareket ediyor. En çok da buradaki tartışmalara reaksiyon verirken tozutuyorlar.
Hadi diyelim onlar Birleşik Arap Emirlikleri’nden, Suud’dan, bir yerlerden emir alarak bu deli kampanyayı yürütüyorlar. Peki bizim ‘özgür’ basına ne oluyor? Onlara, ‘verin mehteri, yürüyün Arapların üzerine’ diyen biri mi var? Yok. Değilse, neden gaza gelmeye bu kadar hevesliyiz acaba?