Dilan Dursun, Ankara’da Ethem Sarısülük’ün öldürüldüğü yerde yapılmak istenen törene katıldı. Polis sert müdahale etti, üniversite öğrencisi Dilan da kafasına biber gazı kapsülü isabet etmesi neticesinde yaralandı. Şikâyetçi oldu Dilan, soruşturma başlatıldı. Savcılık, emniyetten MOBESE kayıtlarını istedi.
Emniyet “uygun gördüğü” kayıtları verirken, Dilan’ın vurulduğu caddeyi kaydeden kameranın sağladığı görüntüleri paylaşmadı.
Karşı hamle gecikmedi. Savcılık, Ethem Sarısülük’ü anma törenine katılan 35 kişi hakkında dava açtı. Ve Dilan’ın vurulması soruşturulurken esirgenen “o kameranın” görüntüleri, “göstericiler aleyhine” açılan davaya anında servis edilmiş…
Dilan’ı vuranı ararken, vuranı belli davadaki kaskı giyeni bulamaz hale geldik ama burada durmayalım… Ya nereye gidelim? En başa dönelim.
Ethem Sarısülük’ün vurulma anının görüntüleri var. Vuran polisin adı, sanı, kaskı belli…
Mahkeme heyetinin uyukladığı bir dava ile yargılanmakta…
“Selfie”ye Türkçe karşılık arayacağımıza “adalet”e bir karşılık bulmamız gerekiyor. “Atalet” diyelim, önerim budur…