ZEYNEP GÜVEN ÜNLÜ
@zeynepguvenunlu
zeynepguven@diken.com.tr
Yüzlerce seveni tarafından sonsuzluğa uğurlanan gazeteci Tolga Akyıldız, kalanlara bir kopya verip gitti.
Mezun olduğu okullar, emek verdiği onlarca yayın, bir noktada yollarının kesiştiği yüzlerce kurum, kişi… Çelenkler cami duvarlarına yaslanmış, ailesi ve dostları avluda toplanmış; ortada Tolga, tabutta yatıyor.
Neredeyse 30 yıldır tanıdığım Tolga’nın ölümünde acı tesadüfler ve geride kalanlara verdiği bir kopya var.
Geçen ekimde verdiği küçük davette, bir birayı kendime alıp birini ona uzattığımda “İçmiyorum ki ben” demişti. Sağlık sıhhat sohbetine başlamıştık.
Tolga, 51 yaşında ölen babası gazeteci Erhan Akyıldız’dan bahsetti. Çok severdi, sık sık anardı. “Kendine iyi bakmamış o kuşak, çok sağlıksız yaşamış. Dikkat etmezsem benim de olacağım o” demişti.
Ne acı bir tesadüf ki Tolga babasından da genç bir yaşta, 50’sinde beyin anevrizması sonucu geçirdiği beyin kanamasından dünyaya veda etti.
Çağlan ve Tolga
Bir acı tesadüf de Tolga’yla en yakın arkadaşı Çağlan’ın, üç yıl arayla aynı şekilde hayatını kaybetmiş olması
Gazetecilerin ve müzikseverlerin çok yakından tanıdığı Çağlan üç yıl önce beyin kanaması sebebiyle uzun süre yoğun bakımda kaldıktan sonra 7 Nisan 2020’de hayatını kaybetmişti. Beyin tomografilerini inceleyen doktor bile aynıydı.
Tolga, Çağlan’ın ölümünden sonra plak koleksiyonunun toplanmasına önayak olmuş, İstanbul Teknik Üniversitesi Dr. Erol Üçer Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nde ‘Çağlan Tekil Koleksiyonu‘ olarak yer almasını sağlamış ve açılış gününde konuşmuştu.
Giderken verdiği kopya
İyi günlerin neşesini, kötü zamanların kederini samimiyetle paylaştığı ne kadar çok dostu varmış Tolga’nın. Şimdi daha iyi anlaşılıyor, tanışıp da çalmadığı kalp kalmamış.
Bir de kopya var giderken verdiği, onu da Mor ve Ötesi’nden Harun Tekin yakalamış: “Okulda ‘Bana hep kopya verdi’ der utandırırdın – sana ben ne kopya vereyim sen bize verdin şimdi. Üç günlük dünyadan giderken nasıl hatırlanmak isterdik, herhalde böyle isterdik. Sersem. Seni çok seviyoruz. Hosçakal.”