Başbakan Erdoğan’ın büyük şanssızlığı, iktidarının karşısında, güçlü ve etkin olmayan bir muhalefetin bulunmasıdır.
Seçmeni kendilerinin daha iyisini yapacağına ikna etmiş bir muhalefet olsa idi Erdoğan bu kadar uzun süre iktidarda kalmaktan kurtulacaktı.
Madem ki iktidardadır ve 30 Mart seçimlerinin sonuçlarıyla malum olduğu gibi öngörülebilir bir gelecekte gidici de değildir, o halde zaman acımasız hükmünü Erdoğan üzerinde infaz etmeye devam edecektir.
Şanslı olsaydı, icraatının nihayet geri dönüp sahibini vuran bumerang etkisiyle yüz yüze gelmeyecek ve o kötü sonuçlarla siyasetteki alternatifi cebelleşiyor olacaktı.
Ama şanssız, çünkü alternatifi yok.
En büyük düşmanı ise zaman.
Çünkü zaman denen karşı konulmaz güç, aşırı, dengesiz, yanlış ve geçersiz olan her şeyin yıkıcısıdır.
Yanlış sistemler, kötü politikalar ve hatalı kararlar beceriksiz muhalefete belki dayanır ama zamana dayanamaz; er ya da geç çökerler, iflas ederler ve bedel ödetirler.
Bu sadece bir zaman meselesidir.
Büyük Çinli savaş teorisyeni San Tzu’nun bizde pek popüler olan veciz cümlelerinden biridir; “Nehrin kıyısında yeterince beklersen, düşmanlarının cesetlerinin suda sürüklenerek önünden geçtiğini görürsün”.