MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Kadınlar en sık kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaşama veda ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 verilerine göre kalp ve damar hastalığından 79 bin 788 kadın hayatını kaybetti. Aynı yıl meme kanserinden 4 bin 207 kadın öldü.

Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle ‘Kadın Kalbi Değerlidir- 2022’de Kadın Kalp Hastalıklarına Bakış’ başlıklı çevrimiçi bir toplantı düzenledi. Toplantıda Prof. Dr. Saide Aytekin, genç yaşta kalp krizinden ölüm riskinin kadınlarda, erkeklerden iki kat fazla olduğunu söyledi: “Her üç kadından biri kalp damar hastalığından ölürken, ancak 30 kadından biri meme kanserinden ölüyor.”
Ülke verilerine göre kalp damar hastalığı oranı yüzde 39, beyin damarlarıyla ilgili hastalıklar oranı ise yüzde 22. Başka bir deyişle, hastalıkların yaklaşık yüzde 60’ı kalp ve damar hastalıkları. Bu oranlara hipertansiyon ve diğer kalp hastalıkları eklendiğinde durumun ciddiyeti artıyor.
Aytekin, şöyle devam etti: “Her 100 kişiden 55’i kalp damar hastalığından ölüyor. Avrupa’ya göre çok daha erken yaşta kalp krizi geçiriyoruz. Hem erkek hem de kadınlarda kalp damar, beyin damarları, kalp yetmezliği ölümlerinde açık ara öndeyiz. Kadınların yüzde 43,9’u, erkeklerin yüzde 36.4’ü bu nedenle yaşamını kaybediyor.”
Türkiye kadınlarda kalp ve damar hastalığı ölümlerinde Avrupa birincisi
Östrojen hormonunun kalp krizinden koruduğu yaygın bir düşünce olsa da doğru değil. Kadınlarda kalp damar hastalıkları 10 yıl daha geç çıkıyor. Ayrıca, menopozla birlikte hormonun koruyucu kalkanından mahrum kalıyorlar.
Kadın-erkek farkı 60 yaş üzerinde ortadan kalkıyor; kalp ve damar hastalıkları riski aynı oranlarda görülmeye başlıyor. Kadınlarda kalp krizleri daha ölümcül ve problemli seyrediyor.
Aytekin, şunları ifade etti: “Yaş ilerledikçe ölüm oranları kadınlarda açık ara önde gidiyor. Koroner damar hastalıklarından ölümlerde kadınlarda acıklı durumdayız. Kadınlarımız tüm Avrupalı hemcinslerinden daha fazla kalp damar hastalığına yakalanıyor ve ölüyorlar.”
Kalp ve damar hastalıkları riskini artıran tek sebep menopoz değil. Kadınlar daha fazla sigara içmeye başladı. Obezite, hareketsizlik ve diyabet (şeker) hastalığı arttı. Hipertansiyon oranları çok yüksek. Geleneksel Türkiye mutfağının yerini hazır ve işlenmiş gıdalar aldı. İş ve ev hayatı stresi artırıyor. Kadınlar kendini kalp hastalıklarına karşı korumuyor, önlem almıyor.
Aytekin, şöyle devam etti: “Risk faktörleri kalp damar hastalıklarını katlanarak artırıyor. Sigara üç, diyabet yedi buçuk, yüksek tansiyon 15, yüksek kolesterol 50, şişmanlık 70 kat kalp damar hastalıklarını artırıyor. Risk faktörlerinin hepsiyle mücadele etmek gerekiyor.”
‘Kendine en büyük zararı sigara içerek veriyor’
“Sigara bir kadının kendine verebileceği en büyük zarar” diyen profesör, şunları kaydetti: “Kadınlarda erkeklere oranla dişilik hormonlarıyla sağlanan kalp damar hastalığına bağlı göreceli korunmuşluk sigara içen kadınlarda kayboluyor. Sigaraya bağlı kalp krizi ve ölüm riskinin erkeklerde üç, kadınlarda beş kat arttığı kanıtlandı. Her yıl 1.5 milyon kadın sigara içimine bağlı yaşamını yitiriyor. Bunların yüzde 75’i düşük ve orta gelir düzeyine sahip ülkelerde yaşıyor. Bu sayısının 2030’da 2.5 milyon kadına ulaşması bekleniyor.”
Diyabet de en önemli risk faktörlerinden biri. Kalp hastalığı riskini erkeklerde iki-üç kat, kadınlarda üç-yedi kat artırıyor. Sigara içen diyabetik kadınlarda inme riski, içmeyenlere göre yüzde 84 daha sık. Aytekin, “Diyabetli her üç kişiden ikisi, kalp damar hastalığı ve inme nedeniyle kaybediliyor” dedi.
Yüzde 74’ünün bel çevresi kalın
Kalp hastalıklarının artışında obezitenin önemli bir faktör olduğunu belirten kalp ve damar hastalıkları uzmanı Prof. Dr. İrem Dinçer, bel çevresine kalınlığına dikkati çekti.
Bel çevresindeki artış, diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom ve kalp damar hastalığı riskini artırıyor. Metabolik sendromda, bel çevresinin kalınlaşmasının yanısıra başka kriterlere bakılıyor. Açlık kan şekeri yükselmesi (100 mg/dl ve üzeri) veya tip 2 diyabet, kan basıncı yüksekliği (130/85 mg/dl üzerinde) veya tansiyonu düzenleyen ilaç kullanımı, HDL kolesterol düzeyinin erkeklerde 40, kadınlarlarda 50 mg/dl’nin altında olması, trigliserid yüksekliğinin 150 mg/dl üzerine çıkması diğer alarm belirtiler.
Bu faktörlerden en az üçünün bir arada görülmesi, kişide metabolik sendromu işaret ediyor. Dinçer, “Obezite sıklığı kadınlarda erkeklerin yaklaşık iki katı. Metabolik sendrom da her 100 kişiden 30-40’ını etkiliyor. Kadınlarda metabolik sendrom geliştiği zaman, kalp damar hastalığı riski 2.5 kat artıyor” dedi.
Kadınlar hipertansiyon tedavilerine daha az ulaşıyor
TKD Kadın ve Kalp Sağlığı Alt Kurulu Başkanı Doç. Dr. A. Ayça Boyacı, hipertansiyonun genç kadınlarda yüzde 28 sıklıkta görüldüğünü söyledi.
60 yaş üstü kadınlarda sıklığı yüzde 75’lere kadar çıkıyor. İleri yaş ve obezite kadınlarda dirençli hipertansiyona neden oluyor.
Boyacı, “60 yaş üstü kadınlar erkeklere göre daha yetersiz hipertansiyon tedavisi alıyor. Kalp damar hastalıkları, hedef organ hasarı (kalp, böbrek, göz, beyin), inme ve ölüm daha sık görülüyor” dedi.
‘Dijital sağlık hizmetleri takibi kolaylaştırabilir‘
TKD Dijital Sağlık Proje Grubu Başkanı Prof. Dr. Nurgül Keser, e-nabız, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS), sağlık kurumlarının internet sayfalarındaki hizmetler, e-reçete, tele-tıp gibi çeşitli e-sağlık hizmetlerinin gittikçe artan oranlarda kullanıldığını belirterek, şunları söyledi: “Ümit ediyorum ki tüm bu gelişmeler toplumda ve özellikle kadınlarımızda kendilerini tehdit eden kalp damar hastalıkları ile ilgili bir bilinç artışına, kalp hastalıklarına yol açan risk faktörleriyle mücadelede kolaylığa ve sonuçta kalp damar hastalıklarından ölümlerde azalmaya yol açar. Ancak bunun için atılacak ilk adım tehlikenin farkında olmak.”