Başbakan Erdoğan’ın eleştirilmekten hoşlanmadığını söylemek bu yıl yaşananları ifade etmekte hafif kalırdı.
Dünyanın başka ülkelerinde 10 yıldan fazla süredir iktidarda olan başka politikacılarla ortak noktası şu: Politikalarına yönelik yapıcı eleştirileri bile reddediyor. Yurtdışındaki çoğu meslektaşı gibi, AKP lideri de ülke içindeki muhaliflerine kibirli ve saygısız bir şekilde saldırma eğiliminde oldu. Geçen birkaç yılda, bu uzlaşmaz tutum aynı şekilde yabancı tenkitçileri de kapsar hale geldi.
Beni tedirgin eden, öne sürülen bazı iddiaların ve bu saldırgan söylemin, dostun da düşmanın da inandığı gibi, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler öncesinde AKP oylarını garantilemenin bir aracı olarak kullanılabileceği. Başka bir deyişle: Batılı tenkitçileri dini bir taraf olmakla suçlayıp itibarsızlaştırmanın, Türkiye nüfusunun yüzde 50’si veya fazlasında karşılık bulması.
Bu, Türkiye’nin geçen on yılda, her ne kadar arızalı olsa da, ekonomik başarısına ve demokratik olgunluk yönünde kaydettiği ilerlemeye rağmen, Batı ile olan geleneksel aşk-nefret ilişkisinin ötesine geçemediği anlamına geliyor. Maalesef bu, Türkiye’nin Avrupa ve ABD kavrayışının analizi sırasında geçerliliğini hala koruyan eski klişelerden biri. Öte yandan, iki asırdan beri, Türkiye Batı’ya kaderiymişçesine, kültürel, ekonomik ve siyasi olarak ait olduğu yer orasıymışçasına baktı. Diğer taraftan, bilhassa Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Avrupa’nın ülkeyi bölme ve zayıflatma yönünde gösterdiği çabaların ardından, Türkler onları etkileyen herhangi bir Avrupalı plana şüpheyle yaklaşıyor. Bu anlamda, hem AB üyeliği çabası Türkiye’nin Batı’ya yönelik yolculuğunda mantıklı bir adımdı ve hem de güçlü, Müslüman olmayan komşuları tarafından dışlanmış ve ayrıma uğramış olmak şeklindeki eski duygularının üstesinden gelmeye yönelik bir çabaydı.
Türkiye’nin, ilk bakışta kökü derinlerde bulunan korkuları yansıttığı için rahatlık hissi verebilen eski şablonlara doğru geri savruluşuna tanık olmak üzücü. Ancak, bugünün küreselleşmiş dünyasında bu zihinsel geri tepmenin nihai sonucu, çok ciddi bir tecridin yeni bir safhası olacaktır.