Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin ertesi günü Avrupa basınındaki bazı manşetlere bakan biri, popülist bir isyanın tüm ana akım partileri ezip geçtiği ve AB’nin devrim niteliğinde değişimlerin eşiğinde olduğu izlenimine kapılabilir.
Bu gerçekten de bildiğimiz haliyle AB’nin sonu mu? Sanmıyorum.
AB’nin tüm öfkeli vatandaşlarının seçeneklerini aynı radikal sağ cevaplardan yana kullandıklarını söylemek büyük bir hata olur. Öyle yapmadılar. Yani ortada medyanın yansıttığı türden Avrupa çapında ezici bir seçim zaferi falan yok.
Bu yüzden panik yapmamak için yeterince sebep var. En azından şimdilik.
Diğer yandan, hiçbir şey olmamış gibi devam etmek de büyük bir hata olur. Devasa bir muhalefeti tetiklemiş olan aşırı kemer sıkma politikalarına veda etmenin ve bunların yerine büyümeyi canlandıracak ve üye devletlere belli sınırlar içinde herkes tarafından üzerinde anlaşılmış olan kendi ulusal önlemlerini seçme izni verecek bir Avrupa inisiyatifi ortaya koymanın vaktidir.