Flamingoların rahat bir ortamda yavrulamaları için günlerce çalışma yürütülen İzmir Kuş Cenneti’ndeki yapay üreme adasında, bu yıl yaklaşık 18 bin yavrunun yumurtadan çıkması bekleniyor.

Anadolu’nun ‘allı turnası’ flamingoların bulunduğu Gediz Deltası’nda, doğal kuluçka adasının dalga erozyonuyla erimesi nedeniyle 2012’de Doğa Koruma ve Milli Parklar 6,5 dönümlük yapay kuluçka adası oluşturdu.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürlüğü İzmir Şubesi ekipleri, adada üreme dönemi öncesinde hayvanların yuva yapmasını kolaylaştıracak çalışmalar yürüttü. Nisan ve mayıs aylarında kuluçkaya yatan kuşlar için titizlikle hazırlanan adanın etrafı, yumurtaların yabani hayvanlardan zarar görmemesi için ahşap çitle çevrildi. Toprak yumuşatılarak yuva yapmalarına uygun hale getirildi.
Kuşların rahatsız edilmemesi için özel önlem alınan adada yavrular da yavaş yavaş yumurtadan çıkmaya başladı.
Dönüşümlü kontrol
Kuluçka sürecinde yumurtaları dönüşümlü kontrol eden flamingo çiftleri, yavrularını beslemek için de birlikte hareket ediyor. Flamingoların beslenme, dinlenme ve gün batımında kuluçka adasına dönüşteki toplu uçuşları güzel görüntüler oluşturuyor.
İzmir Kuş Cenneti Saha Sorumlu Mühendisi Celal Murat Aslanapa, AA muhabirine, havaların ısınmasıyla bölgedeki kuş hareketliliğinin arttığını, Gediz Deltası’nda en fazla üreyen kuşun flamingo olduğunu söyledi.
Gediz Deltası’ndaki flamingo adasının 6 bin 500 metrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyüğü olduğunu vurgulayan Aslanapa şunları söyledi: “Flamingolar adanın tamamını kuluçka için kullanmış durumdalar. Hatta yavrular da çıkmaya başladı. Gürültü çıkmamasına özen gösteriyoruz.
Yedi gün 24 saat izleniyor
Hatta biz görevliler olarak da kuluçka döneminde buraya gerekli olmadıkça yaklaşmıyoruz. Ama burada mevcut bir kameramız var, kuluçka adasını yedi gün 24 saat izleyebiliyoruz.”
Bu sene yaklaşık 18 bin yavrunun dünyaya gelmesini beklediklerini dile getiren Aslanapa, yavruların haziran-temmuz aylarında adanın hemen yanına indiğini, ‘kreş’ olarak tabir edilen bu bölgede ebeveynleri tarafından beslendiğini, ağustosta yavaş yavaş rüzgara karşı kanat çırparak uçma denemelerine başladıklarını söyledi.