İYİ Parti, Barış Pınarı Harekatı’na ara verilmesiyle ilgili olarak, Türkiye- ABD arasındaki ortak bildiride 444 kilometrelik ‘güvenli bölge’ hedefinden vazgeçildiğinin anlaşıldığını açıkladı. İYİ Parti, söz konusu ‘güvenli bölge’nin sadece şu anda Türkiye’nin mevcut denetimi altındaki yerlerde gerçekleşeceğinin anlaşıldığını, denetim dışı yerler ile ilgili olarak da eninde sonunda Suriye hükümeti ile görüşmek zorunda kalınacağını bildirdi.
İYİ Parti’den yapılan yazılı açıklamada, “Ortak bildiri metni ve resmi açıklamalarda, birçok belirsizlikle beraber, bazı olumlu ilerlemeler de görüyoruz. Türkiye’yi oldukça hassas bir sürecin beklediği ortada. Bu süreçte, iktidarın hatasız bir çizgi izlemesi gerekir” dendi.
Açıklamada, özellikle 2011’den itibaren uygulanan yanlış politikalar nedeniyle Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditlerin ciddi boyutlara ulaştığı, bu tehditlerin önüne geçilebilmesi için gereklilik haline gelen harekata parti olarak destek verildiği hatırlatıldı.
İktidara yönelik uyarılarda da bulunulan açıklamada, Türkiye ve ABD’nin anlaştığı bildirideki ifadelerin ‘Türkiye’nin denetimi altındaki bölgeyle sınırlı tutulduğuna’ işaret edildi. Harekatın hedefleri arasında Suriye’de, Fırat’ın doğusundan Irak sınırına kadar olan bölgede söz sahibi olmanın yer aldığı hatırlatılarak, şöyle dendi: “Bu hedef, anılan alanda bir güvenli bölgeyi tarif ediyordu. Bildirideki ifadelerden, bu hedeften vazgeçildiğini anlıyoruz. Şu an denetimimiz altındaki bölgelerin dışından, milli güvenliğimize yönelebilecek tehditleri bertaraf edebilmek için, Rusya ve eninde sonunda Suriye yönetimiyle müzakere etmemiz gerekecek.”
Bölgesel aktör olma iddiasıyla çıkılan yolun sonunda Türkiye’nin başka akılların yol haritalarına mahkum hale geldiğinin savunulduğu açıklama, şöyle devam etti: “Bu mutabakat, 911 kilometrelik sınırımızda, başka güçlere ya da uzaklardan gelen devletlere tabi hale geldiğimizin açık bir ifadesidir. Mutabakat kapsamındaki bölgeler için ABD ile Fırat’ın doğusundaki diğer alan için de Rusya’yla müzakere etmek zorundayız. ABD ve Rusya’yla yürütülen müzakerelerin, dolaylı da olsa, ‘terör örgütüyle görüşme’ şeklinde değerlendirilmesine yol açacak adımlardan uzak durulması gerekmektedir. Bu noktada hiçbir telkin ya da baskıya boyun eğilmemeli, devlet ciddiyet ve ilkeleri asla unutulmamalıdır. Harekatın başındaki hedeflerden geriye düşülmemesi, bir ve bütün olarak devletinin arkasında duran milletimizin, haklı beklentisidir.”
Açıklamada ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın aşağılayıcı mektubunun kabul edilemez olduğu da belirtilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin onuruna ve büyüklüğüne yakışır tarzda bir cevap vermesinin beklendiği kaydedildi.