
H. AYHAN TİNİN
Sanat da var / Tiyatro
insanatinart@gmail.com
gestus tiyatro yeni oyunuyla sahnede… Seyirciyi değerlerin ve sosyal yapının hızla değiştiği 90’lı yıllara götürüp tekrar bugüne döndürüyor.
90’lar bildiğiniz gibi değildi!
Bir de benden dinleyin.
Mahalle bakkallarının yavaşça kaybolduğu zamanlardı.
Kışın soba yakılan hayat bilgisi kitapları çoktan eskimişti.
Herkes bahçesinde kayısı, dut, kiraz ağaçları olan bahçeli evlerini müteahhite verip; üç daire bir dükkân alıp zenginleşme hayaline kapılmaya başlamıştı.
Namusuyla çalışıp kazanmak salaklık, malı götürmek ‘işini bilmek’ diye tanımlanır olmuştu.
Köyler akın akın akın şehre yığılıyordu.
Yaz tatillerinde memlekete halanın yanına gitmek yerine, hala ailesiyle şehrin çeperlerinde bir gecekondu mahallesine geliyor; kız tekstile, büyük oğlan tornacıya, küçüğü çay ocağına işe giriyordu.
Radyolardaki bilgi yarışmalarından, televizyonlarda aile babalarının şarlatanlık yaparak para kazanma yarışmalarına geçilmişti.
Küçük dünyaların büyük hayallerinin kurulduğu mahalle akşamları, duvar üstü sohbetleri bitmiş; yerine sözde büyük ama etik dışı dünyaların köşe dönme hayalleri taşınmıştı.
Arsada top oynamak bitmişti.
Yazlık sinemalar tek tek kapanmıştı.
Görgüsüz bir yeni zengin edası toplumun her kesimine vıcık vıcık yapışmaya başlıyordu.
Bugünü anlamak istiyorsanız 90’ları çözümleyin.
90’larda Uğur Mumcu’nun, Bahriye Üçok’un, Çetin Emeç’in, Turan Dursun gibi aydınlar faili meçhule kurban gidiyordu.
Türkiye yeniden dizayn ediliyordu.
Bugüne bakarak bugünü çözmezsiniz, kahve muhabbeti yaparsınız ancak!
Erzincan depremini okuyup nasıl ders çıkartamadığımıza hayret edin.
Zonguldak’daki maden patlamasını araştırıp 200 kişinin nasıl öldüğünü ve buna rağmen benzeri kazaların neden devam ettiğini düşünün.
TikTok izlemeyin. Yazın akıllı telefonlarınızın arama satırlarına bilgi almak istediğiniz meseleleri, o küçük makinaların gerçekten insandan akıllı olduğuna iman edin!
YDP diye parti vardı bu memlekette. Kim kurdu? Neden kurdu? O kurucular sonra neleri destekledi?
Instagram’daki fotoğraflardan başınızı kaldırıp gerçek hayata bir bakın!
Sonra da bilir bilmez, zır cahil, karakucak ahkam kesmeyin bilmiş pozlarda!
Sivas katliamını okuyun.
Toplumun o yıllardan nasıl ayrıştığını anlayın.
Gorbaçov’un barış ödülünü, Lech Valesa’nın başbakanlığını, Nelson Mandela’nın serbest bırakılmasını anlamaya çalışın.
Sonra da o yıllarda yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın nasıl yeniden dizayn edildiğine uyanın.
Anlayın ki Türk tiyatrosunun karınca çalışkanlığyla üreten yazar-yönetmeni Gökhan Erarslan’ın yeni verimi ‘Ben Eskiden Çok Ünlüydüm‘ oyununu seyrederken anlatılan hikâyenin aslında sizin hikayeniz olduğunun farkına varın.

Sahnede Ezgi Erarslan’ın devleştiği oyun, prömiyerini bu hafta yaptı.
Kadir Toran, Eylem Selin Güldiken, Orçun Okurgan, Ozan Yıldırım, Demircan Güler, Berrin Çopur, Burak Güven, İbrahim Uslu, Neslihan Çetinbaş bu başarılı yapımın arkasındaki gizli kahramanlar… Emekleri sağ olsun.
Oyunda 90’ların ünlü bir çocuk yıldızının geçmişiyle barışması ve bugünkü dilemmasını harika bir metin ve müthiş bir oyunculukla izledik. Süper Baba da vardı metinde, Cartel de… Sokaktaki insanın nasıl ayrışıp, ayrıştırıldığı da… Başarılı bir reji ile sahnelenen oyunda yaklaşık doksan dakikanın nasıl geçtiğini fark etmiyorsunuz bile…
Gökhan Erarslan’ın yönetimi ve sahne tasarımı, günümüzün dikkati dağınık seyircisinin bu dağınıklığına izin vermezken, modern tiyatronun ve Brecht oyunculuğunun temel dinamiklerini sahneye taşımış.
Ezgi Büyükpınar Erarslan ise bu oyunculuk performansıyla ödül alır diye düşünüyoruz.
Yalnızca iyi bir oyunculuk değil, güçlü bir metin de izlemek istiyorsanız, ‘Ben Eskiden Çok Ünlüydüm‘ oyununu seyretmek için koltuğunuzu şimdiden ayırtın.

Ve düşünün bakalım.
O dilinize doladığınız profesyonellik nedir?
Bir ideali paylaşmayalı ne kadar zaman oldu?
90’lar bildiğiniz gibi değildi!