• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İstanbul Tiyatro Festivali perde açtı: Bu işte bir kadın var

27/10/2022 10:20

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 26’ncısı düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali önceki gün ‘Kibarlık Budalası Remix’ oyunuyla perde açtı. Toplam 24 oyun, performans ve dans gösterisinin bir araya getirileceği festival 26 Kasım’a kadar devam edecek.

‘Duvar’ Zülfü Livaneli’nin yazdığı ilk tiyatro oyunu Fotoğraflar: İKSV

Bu sene Işıl Kasapoğlu’nun küratörlüğünde ve ‘Tiyatro Yerli Yerinde’ sloganıyla gerçekleştirilen festivalde kadınlar tarafından yönetilen oyunların bir araya geldiği, sanat alanında kadın üretimini daha da görünür kılmayı amaçlayan ‘Bu İşte Bir Kadın Var’ temasıyla düzenlenen üç oyun seyirciyle buluşacak.


Sanatçı Zülfü Livaneli, dünyada yaşanan savaşlar, yıkımlar, ölümler, zorbalıklar ve ötekileştirmelerden yola çıkarak kaleme aldığı ilk tiyatro oyunu ‘Duvar‘ ile festivale konuk oluyor. Bilge Emin’in yönettiği oyun, dünyanın farklı yer ve zamanlarında benzer acıları yaşamış farklı sosyal kültürel yapıdan gelen dört insanın bir otel odasında kesişen yollarını, iç içe geçen hikâyelerini anlatıyor. 31 Ekim ve 1 Kasım’da Zorlu PSM’de sahnelenecek oyun, yakın geçmişin toplumsal yıkımlarının izlerini bu insanlar aracılığıyla cisimleştirirken geçmişe sadece yıkımların değil, hayatta kalma mücadelesinin, umudun da tarihi olarak bakıyor.

‘Eşitliğin vurgulanması kadının tiyatrodaki yerini güçlendirir’

Tiyatroda kadın üretiminin görünmez olduğunu düşündüğünü belirten Emin, ‘Bu İşte Bir Kadın Var’ temasını şöyle yorumluyor:
“Kadın, tiyatronun her alanında kendini var ediyor. Var olmanın görünür kılınması, kadının daha da öne çıkarılmasıyla gerçekleşir. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ‘Bu İşte bir Kadın Var’ temasıyla yaptığı pozitif ayrımcılığın diğer kurumların, tiyatroların ve festivallerin de ele alması gerektiğini düşünüyorum. Kadın-erkek eşitliğinin vurgulanması, kadının tiyatrodaki yerini güçlendirebilir. Bu tarz yapılar çoğaldıkça da, pozitif ayrımcılığa gerek kalmadan, kadının sadece yaptığı işle, işin önüne kadın kelimesini kullanmadan var olabilir.”

Kökünden koparılma hikayesi: ‘Kapalı’

Lefkoşa Belediye Tiyatrosu da Aliye Ummanel’in yazıp yönettiği ‘Kapalı’ oyunuyla festivale ilk kez konuk oluyor. Kıbrıs’ın önemli bir sosyal ve insani gerçeğini ele alan oyun, ülkenin yaklaşık yarım asırdır siyasi sebeplerden dolayı kapalı tutulan bölgesi Varoşa’daki insanların hikâyelerini anlatıyor. 12 Kasım’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenecek oyun, on bir oyuncuyla on bir ayrı monologdan oluşuyor.

Ummanel Kapalı’yı bir ‘kökünden koparılma hikayesi’ olarak tanımlıyor: “Kıbrıs’ta yaşanan çatışmalar ve savaş sonunda gerçekleşen bir koparılmayı konu edinse de, bugün ne yazık ki hala evrensel bir sorun olan göç ve yerinden edilme temalarıyla ilgilenir. Oyun Kapalı Maraş olarak bilinen Varosha’dan 1974 yılında göç etmek zorunda kalan insanların hikâyesini anlatıyor. Kapalı; hayattan, dostluktan, sevgiden, neşeden, birlikte var olmaktan ve kök salmaktan yana bir tavır sergiliyor. Tek bir cümleyle de aslında ‘Hayatı yerinden etmeyi bırakın!’ diyor.”

Kapalı

‘Kadının hem görünür hem duyulur olması gerekir’

Ummanel tiyatrodaki kadın üretiminin görünürlüğü meselesine duyurluluk meselesinin de eklenmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Sözcüklerin güçlü bir araç olduğu bu alanda, kadının anlattıklarının ve kadının ‘kendi sesiyle’ anlattıklarının duyulması çok önemlidir. Çünkü kadın, yaşamın özüne daha yakın bir yerde duruyor gibi hissediyorum. Tiyatro sanatı da yaşama, barış içinde yaşama, birlikte var olabilmeye, dünyayı paylaştığımız tüm varlıklara saygılı olabilmeye hizmet ettiğine göre kadının sezdiklerinin, hissettiklerinin, gördüklerinin, karşı durduklarının, direndiklerinin, katılmadıklarının, değiştirmek istediklerinin bu alanda hem görünür hem de duyulur olması gerekmektedir. Dünya tek bir ağızdan tek bir sesi duyurmaya, tek tip insanı, tek tip varoluşu desteklemeye kararlı bir yere dönüştü. Kadının ve onun getirdiklerinin sanat alanında duyulması, görülmesi, hayatın özüne, katmanlı ve çeşitli varoluş halimize destek niteliğindedir.”

Bütün kadınların ortak hikayesi: ‘Bir Tatlı Kaşığı Çamur’

Elif Candan’ın toplumsal cinsiyet araştırmalarına dayanarak yazdığı ‘Bir Tatlı Kaşığı Çamur’ ise tek bir
kadının ağzından dökülüyor gibi görünse de aslında bütün kadınların ortak hikâyesi… Oyunun dünyası
bu ortak paydadan beslenerek hayat buluyor ve oyuncular seyirciyle aralarında hiçbir engelin olmadığı
boş bir alanda, farklı performans tekniklerini kullanarak uzamın ve oyunsu olanın peşine düşüyor,
dinamik ve alternatif bir dil yaratıyor. Pınar Akkuzu’nun yönettiği oyun 22 Kasım’da Alan Kadıköy’de sahnelenecek.

Bir Tatlı Kaşığı Çamur

‘Üretimler erkeklerin anlatım diliyle şekilleniyor’

Oyunun bir kadının değil tüm kadınların derdini anlattığını söyleyen Akkuzu, mesaj verme kaygısında olmadıklarını belirtiyor ve ekliyor: “Mesaj vermek ya da mesajlarla dolu bir oyun evreni kurmaktansa, kendine yeni bir alan açan, bedenle ve sesle yeni bir dil oluşturmanın, gerçekten oyun oynayan iki kadının oyunsu hallerini göstermenin peşindeyiz.”

Akkuzu, tiyatroda da daha çok erkeklerin söz sahibi olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Haliyle üretimler de daha çok erkeklerin zihninden çıkıp, erkeklerin anlatım diliyle şekilleniyor. Ve bunu dönüştürmenin en iyi yolu da kadın yaratıcılığına, üretimine, deneyimine ve bakış açısına yer açılması. Ne mutlu ki, biz de ekip olarak bu çabanın bir parçası olduk.”

Tema kapsamında ayrıca ‘Kadın Anlatılarına Feminist Bakış’ başlıklı bir panel düzenlenecek. 20 Kasım Pazar günü saat 14.00’te Kadıköy’deki Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nde gerçekleştirilecek panelde, Bir Tatlı Kaşığı Çamur oyunun yazarı Dr. Öğretim Üyesi Elif Candan ve yönetmeni Pınar Akkuzu, Prof. Dr. Fakiye Özsoysal’ın moderatörlüğünde bu metinlerin feminist okuryazarlık ışığında nasıl ele alınabileceğini ve sahneye konulabileceğini kendi deneyimlerini de paylaşarak konuşmaya açacaklar.



Kategori:Sanat, Vitrin-mobil

SON HABERLER

Fenerbahçe Beko'nun EuroLeague finalindeki rakibi Monaco

EuroLeague ‘Final Four’ yarı finalinde Olympiakos’u yenen Monaco, finalde Fenerbahçe Beko’nun rakibi oldu.

Atatürk'ün adı Malta'da bir caddeye verildi

Malta’nın Marsa kasabasında, tarihi Türk Şehitliği’ne yakın işlek bir caddeye Mustafa Kemal Atatürk’ün adı verildi.

Hamburg'da tren istasyonunda bıçaklı saldırı: 12 yaralı

Almanya’nın Hamburg kentindeki merkez tren istasyonunda düzenlenen bıçaklı saldırıda 12 kişi yaralandı.

Yargıç, Trump yönetiminin Harvard kararını durdurdu

ABD’de federal yargıç, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi’ne uluslararası öğrenci kabulünü engelleme kararını geçici olarak durdurdu.

DEM Parti önümüzdeki hafta MHP'yi ziyaret edecek

DEM Parti, 27 Mayıs salı 11:30’da MHP’yi ziyaret edecek. 

Bavulda çocuk cesedi bulunmuştu: Kimlik tespit edildi; anne için tutuklama kararı çıkarıldı
Marmaray, Başkentray ve İzban 29 Ekim'de ücretsiz

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 761 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Korkut Boratav: ABD emperyalizminin yeni yüzyılda saldırganlaşması, dolar hegemonyasını zayıflattı

Zafer Arapkirli: İlhan Şeşen'in dediği gibi iktidar açısından 'Benim Aklım Başımda Değil'e çok kolay bağlayacaksınız siz de…

Zeynep Aktaş: Enflasyonun üzerinde getiri sağlayanlar yatırımcıların dikkatini çekiyor

Erdal Sağlam: Var olan güvensizlik büyüyor

Burcu Aydın: Bu, temmuzda asgari ücret, memur ve emekli maaşlarında bir artış öngörülmediği anlamına geliyor

Kansu Yıldırım: CHP'li ve DEM Parti'li yerel yönetimlerin üzerinde tam denetim sağlamak hedefleniyor

Sefer Levent: 30 çalışandan biri artık motokurye

İbrahim Kahveci: O da ne? Köprü hala müteahhitte….

Deniz Zeyrek: Akılları fikirleri cinsellik

Esfender Korkmaz: Sorunların nedenlerinden biri de IMF ile gelen dalgalı kur politikası

Çiğdem Toker: Şimşek programının bir uluslararası toplantılarda görünen yüzü var, bir de kayda girmeyen yüzü

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×