İstanbul Barosu, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) tüm itirazlara rağmen 25 Eylül’de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumuna karşı AKP hükümetini ‘mahcup ifadelerden ve söylemlerden uzaklaşarak’ girişimde bulunmaya çağırdı.

Fotoğraf: Reuters
‘BM şartı ve uluslararası hukuka aykırı’
Baronun yazılı açıklamasında referandumun, halkların kendi kaderini tayin (self-determination) hakkıyla ilgili Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul gören kriterlere ve uluslararası hukuka aykırı olduğu savunuldu: “Esasen Irak halkı 1932 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazanırken self-determination hakkını kullanmıştır. Bugün ise Irak halkının ve bu halk içinde yer alan farklı grupların self-determination hakkı içsel boyutuyla, yani demokratik temsil ve yönetime katılım ile ifade edilebilir. Bu doğrultuda IKBY zaten özerk bir yönetime sahiptir ve en üst düzeyde self-determination hakkının içsel boyutunu gerçekleştirmektedir. Bağımsızlık referandumu ile ileri sürülen ayrılıkçı talep ise BM Şartı’na ve uluslararası hukuka aykırı şekilde Irak’ın siyasi ve ülkesel bütünlüğünü ihlal eder niteliktedir.”
Bu durumun, yapılsa bile sonuçları bakımından referandumu dayanıksız kılacağı öne sürülen açıklamada, ‘özel statü’ye sahip Kerkük’ün referanduma dahil edilmesine de değinildi: “Bizzat ABD eliyle yapılan Irak anayasasında, Kerkük için kararlaştırılan ‘özel statüye’ rağmen, planlanan referandumun Kerkük’ü de kapsamakta olması, sadece anayasasına aykırılık teşkil etmekle kalmayacak, uluslararası hukukun ayrıca ilgi alanını teşkil edecektir. Zira Kerkük’ün demografik yapısı, uzunca bir süreden bu yana Türkmenler aleyhine değiştirilmek suretiyle, şimdi referandum açısından ‘uygun’ hale getirilmiştir.”
‘BOP’un geldiği aşama’
Açıklama şöyle devam etti: “İtiraf edilmelidir ki, Ortadoğu’da yaşanan bu gelişme, ABD Emperyalizminin planlı bir uygulamasıdır. BOP projesinin geldiği bir aşamadır. Bir yandan ABD siyasetleri ile gelinen noktada, bu ayrılıkçı talep körüklenirken, diğer yandan da ‘resmi görüş’ olarak ‘ertelenme talebinden’ sözedilmektedir. ABD’nin bu ‘bilinçli ikilem’ içeren siyasetlerine, Ortadoğu yabancı değildir. Vazgeçme yerine, ertelenme tercihi dahi, tek başına planlayıcılarının nihai amaçlarını açıklamaya yeterlidir.”
‘Hükümetin ‘mahcup’ ifadelerle yaklaşması önemli sonuçlar doğuracak’
İstanbul Barosu’na göre asıl sorun, referandumun Türkiye açısından doğuracağı sonuçlar ve ve hükümetin soruna bakış açısı: “Bu referandum, Ortadoğu masasına konulan ‘puzzle’ın daha sonra birleştirilecek ilk parçasıdır. Oyun başladığında, parçaları birleştirmek zor olmayacak, üstelik bunu önlemek için olağanüstü diplomatik çabalar harcansa da, sonuç alınması güç olacaktır. Başlarken sessiz kalanların kusurları, sonraki çabalarla örtülemeyecektir. Türkiye’nin ulusal çıkarları bağlamında değerlendirerek, gerek çevresindeki ve gerekse Avrupa’daki pek çok ülke ile sorun yaşarken takındığı sert üslup ve söylemin, bu referandumun planlayıcısı olan ABD için geçerli ol(a)maması ve Hükümetin bu referanduma ‘mahcup’ ifadelerle yaklaşmakta olması, ‘ulusal/bölünmez bütünlüğümüzün’ bugünü ve geleceği açısından çok önemli sonuçlar doğuracaktır.”
‘Sessizlik tam bir teslimiyet olacak’
Irak’taki referandumun Suriye’de yeni bir aşamayı ifade edeceğini savunan baronun açıklaması şu ifadelerle son buldu: “Yukarıda anlatılmaya çalışılan ABD siyasetlerinin, bugün Suriye’de PKK orijinli PYD/YPG’ye ağır silahlar temin eder noktada bulunması, ABD ile bütün diplomatik uğraşlara rağmen, bu siyasetlerden vazgeçirilememiş olması, planlanan hedefi göstermiyorsa, bir siyasi miyopluktan sözedilmesi gerekir. Bu koşullarda, Türkiye için ‘kırmızıçizgi’ olması gereken gelişmeleri yorumlarken hükümetin renkten renge girmesi, asla kabul edilemez. Hükümet, en kısa zamanda mahcup ifadelerden ve söylemlerden uzaklaşarak, geleceğimizi biçimlendirmek adına, girişimlerde bulunmalıdır. Aksi takdirde, bu sessizlik tam bir teslimiyet olacaktır. Türkiye; cumhuriyet tarihinin çok önemli bir dönemeç noktasındadır ve tarih 25 Eylül 2017 itibariyle bu Hükümeti nasıl yazacağını dikkatle izlemektedir.”