Eğer Türkiye’ye karşı yurt dışından sahiden bir ekonomik saldırı varsa, bu saldırı olsa olsa pasif bir saldırı. Yani dışarıdaki para sahipleri, Türkiye’ye yatırım yapmayarak, Türkiye’yi görmezden gelerek saldırıyor olabilirler ancak; çünkü ülkemize aylardır yabancı sermaye hiçbir kılık altında girmiyor, o yüzden Merkez Bankası cari açığı aylardır kendi rezervlerinden finanse etmek zorunda kalıyor.
Buna da ‘saldırı’ denir mi, bilemedim. Tam tersine Cumhurbaşkanı bizzat kendisi seçildiği günden beri dış kaynak bulmak için uğraşmıyor mu? Daha yeni Macaristan’a gidip gelmedi mi?
Yine de, Cumhurbaşkanının ‘dış güçler saldırıyor’ söylemini anlamaya çalışmakta fayda var. ‘Siyasi kaygılarla paranoya aşılıyor, bize bir düşman gösterip oyalıyor’ dersek durumu küçümsemiş oluruz bence.
Baktığınızda ülkede ekonomi ve piyasalar hayli canlı aslında. İşsizlikte belirgin bir artış yok, üretim yavaşlamış değil, tüketim yavaşlama eğilimine girmiş olsa bile hala canlı. Yani reel kesim açısından bakıldığında, sorunlar olmakla birlikte bir ‘kriz’ gözükmüyor.
Ama gözümüzü reel kesimden alıp finans kesimine çevirdiğimizde açıkça bir ‘kriz’ görüntüsü var.