Normalleşme kutuplaşmayı azaltıyor: Bu, Erdoğan açısından da rasyonel bir strateji çünkü kutuplaşma oyununu oynayacak kaynaklara artık sahip değil. Şimşek’in ekonomi politikası Erdoğan’ın kaynakları hoyrat ve keyfi şekilde harcamasına mâni oluyor. Dış yatırım ve sermaye ihtiyacı Erdoğan’ın dış politikayı duygusal ve ideolojik yaklaşımla ele alma ve iç politikada ajite ederek kullanma yeteneğini sınırlandırıyor. Ekonomide ve dış politikada popülist davranma marjı kayboldu ve kutuplaşan atmosferde taraftarlarını seferber etmekte zorlanıyor.
Bu ekonomik programla kutuplaşamaz: Yerel seçim Erdoğan’ın kutuplaşma oyununu kaybettiğini gösteren bir gelişmeydi ve mevcut ekonomi programı devam ettikçe yeniden dengeyi sağlaması zor görünüyor. Bu yüzden Erdoğan’ın kutuplaşma atmosferini zayıflatması ve CHP ile diyaloga girmesi partisinin başarısızlığını gizlemek ve yerel seçim sonuçlarının daha büyük bir siyasi sonuç üretmesini engellemek için tercih edilebilecek en maliyetsiz yol.
Erdoğan, yeniden oyun kurarken CHP yönetimi de belediyeleri üst düzey bir performansla yönetmeye ve normalleşmenin getirdiği meşruluğu kullanarak, sağ seçmene ulaşacak politikalar geliştirmeye çalışacak.
Kutuplaşmanın zayıflaması AK Parti ve CHP dışındakilere fırsat yaratabilir.
31 Mart’ta kutuplaşmanın kurbanı olan İyi Parti ve DEM Parti, eski potansiyellerine ulaşabilir.
Analizden:
“14-28 Mayıs’ta İyi Parti’ye oy veren ancak şu an kararsız olan seçmen partide istikrar sağlandıktan sonra geri dönebilir. İyi Parti, yeniden yüzde 5 bandının üzerine çıkabilir. Çünkü kaynakları ve teşkilatları yerinde duruyor. Müsavat Dervişoğlu’nun siyasi tecrübesi ve ekip kurma yeteneği yüksek. Tanınma oranının düşük olması ise ona istediği gibi hareket etme imkanı veriyor. Normalleşmede CHP’nin muhalefeti yumuşatması, İYİ Parti’ye sert söylemlerle taraftar toplama imkanı verecek. İyi Parti’nin sahneye dönmesi ihtimal dahilinde.”
Yeniden Refah Partisi de AK Parti’den kopardığı oyları kendi bünyesinde tutabilir.