Son derece doğru şekilde kaleme alınmış bir seçim beyannamesine sahip olan AK Parti’de hemen her seçimde nükseden hastalığın yine nüksettiğini görüyoruz. “Nasılsa Reis halleder” hastalığı o hastalığın tam adı. Erdoğan’ın yükünü hafifletmek yerine onun sırtına daha da fazla yük binmesini sağlayan bu hastalığın nedenlerini ve tedavi yollarını yerel seçimden sonra uzun uzun konuşuruz. Şimdilik sadece şu kadarını söylemekle iktifa edelim: Kuruluş kodlarına ve samimiyete doğru bir geri dönüş süreci bekliyor, dahası beklemeli AK Parti’yi.
Tek tek isim verip kimsenin afiyetini kaçırmak istemem ama teşkilatlarla adaylar, adaylarla teşkilatlar, adaylarla “acanslar”, “acanslar”la bütçeler arasında epeyce tartışmanın döndüğü bir dünya seçim bölgesi biliyorum. Samimiyet dışında bir kazanma yolu yok. Bunu da çok iyi biliyorum.
Gelelim “şişkin” dediğim yere. Şu, kerameti kendinden menkul “acanslar” ve ne işe yaradığını hâlâ çözemediğim sosyal medya terelellileri ile bu seçim, bütün partiler açısından “bir takım algı çalışmalarına teslim edilmiş” görünüyor.
Bunların herhangi bir işe yaramadığını, hatta “işe yarasa şu an itibariyle memleketin Cumhurbaşkanının Kemal Kılıçdaroğlu olurdu” cümlesinin gerçekliğini anlamamız için aradan daha kaç seçim geçecek bilmem.
Bu iş acanslarla, sosyal medya uyanıklarıyla, algıyla, imajla olmuyor. Bu iş bildiğim ve gördüğüm kadarıyla samimiyetle oluyor, gayretle oluyor.