Üç gün önce, imza gününe yalnızca iki kişi geldiği için duyduğu ‘üzüntü ve utancı’ dile getiren Chelsea Banning dünyanın en ünlü yazarlarının desteğini aldı. Yazarlar, “Biz de o yollardan geçtik” dedi.

Her şey ABD’li genç yazarın 4 Aralık’ta Twitter’a yazdığı mesajla başladı: “Dün imza günüme sadece iki kişi geldi, bayağı bozuldum. Halbuki 37 kişi ‘etkinliğe gidiyorum’ diye yanıt vermişti. Üzgünüm, doğrusu biraz da utanıyorum.” Chelsea Banning geçen Ağustos ayında çıkan Of Crowns and Legends adlı kitabının Ohio’daki imza gününden bahsediyordu.

Ve olaylar hızla gelişti.
Banning bu paylaşımdan sonra, yalnızca sosyal medyada çok sayıda beğeni almakla ve viral olmakla kalmadı, çeşitli yayınlardan röportaj teklifleri de aldı. Takipçileri arttı, insanlar kitabını aldı, ‘ne kadar çok beğendiğini’ söyleyerek cesaret verdi.
Sürprizler bununla da bitmedi.
Ünlü yazar Margaret Atwood, Banning’in Twitter mesajına cevap verdi:

Atwood genç yazara “Kulübe hoşgeldin” diyerek kendi deneyimini anlattı: “Benim bir imza günümde hiç kimse yoktu. Sadece bir kişi geldi, o da yapıştırıcı bant sattığımı düşünüyordu.”
Stephen King ve Nail Gaiman da Banning’e mesajlarıyla cesaret verenler arasındaydı.
Fantezi aşığı
Chelsea Banning’in kim olduğunu kendi web sitesinden öğreniyoruz:
“Chelsea Banning bir yazar ve okurdur ve fanteziyle ilgili her şeyin aşığıdır. 10’uncu sınıfta yazmaya başladı ve o zamandan beri durmadı. Romanlara dönüşen Flash-Fiction’lar yazdı. Yazmanın yanı sıra, Renaissance Faires’ın oyuncu kadrosunda yer aldı, kocasıyla gösterilerde sunuculuk yaptı. Ayrıca yedi yıl boyunca çocuklar için çeşitli peri masalı ve süper kahraman karakterleri sunan küçük bir performans işini yürüttü. Chelsea şu anda kütüphanede çalışıyor, kamp yapmayı, yüzmeyi ve yeni keşifler yapmayı seviyor. Ailesiyle birlikte Ohio’da yaşıyor.“
Üç günde Amazon’un en çok satan fantezi kitapları arasına giren ‘Of Crowns and Legends’ (Taçlar ve Efsaneler), biri kitaplara diğeri askerliğe meraklı ikiz kardeşler Anwil ve Ariadne Pendragon’un ve artık hayatta olmasa da oğullarının hayatını gölgeleyen babaları Kral Arthur’un hikayesini anlatıyor.