İngiliz gazetesi Independent’ın tecrübeli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, bugünkü yazısında Türkiye’ye de atıfta bulunarak gazetecilerin, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) tüm bağlantılarını daha fazla soruşturması gerektiğini belirtip bir dizi soru sıraladı.

Fotoğraflar: Reuters
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, Fisk’in yazısında yanıt bulunmasını istediği sorular arasında, “IŞİD neden asla İsrail’e saldırmıyor?” da var.
Independent muhabiri, gazetecilerin IŞİD’in lider kadrosunun dile getirmediği noktalara odaklanması gerektiğini de vurguladı.
Fisk’in yazısından satırlarbaşları şöyle:
“Filistinlilerin ‘terörist’ diye nitelendirildiğini duyduğumuzda, okuyucularımıza ve izleyicilerimize Filistinlilerin ‘büyük bir etnik temizliğin’ kurbanları olduğunu, 750 bin Filistinli’nin ve onların soyundan yüz binlerce kişinin yurtlarını terk etmek zorunda kaldığını açıklamaya çalışıyoruz. İsrail devleti vasıtasıyla yaşandı bunlar.
Türkiye’deki Marksist Kürt PKK güçleri hakkında haber yaptığımızdaysa -ki NATO üyesi Türkiye’nin hükümetinin gözlerinde onların hepsi ‘terörist’ – Batı’nın I. Dünya Savaşı sonrası bir Kürt devleti oluşturmakta başarısız olduğunu ve Türkiye’nin kendi Kürtleriyle umutsuz savaşında son 31 yılda 40 bin kişinin öldüğünü bildirme zorunluluğumuz var…
İsrail, neden IŞİD’i değil de Suriye’de rejimi vuruyor?
Ayrıca IŞİD’in İslamcı ve muhalif dostlarının (Nusra, Ceyş el İslam ve hatta neredeyse mevcut olmayan Özgür Suriye Ordusu) Suudilerle, Katarlılarla, Türklerle bağlarını, Suriye’ye gönderilen Amerikan silahlarının ne ölçüde neredeyse doğrudan IŞİD’in eline geçtiğini soruşturmaya daha fazla zaman ayırabiliriz, ayırmalıyız da…
IŞİD neden asla İsrail’e saldırmıyor? Haçlılardan, Şiilerden, Hristiyanlardan ve bazen Yahudilerden nefretini dile getirirken, ‘İsrail’ kelimesi neden ağza alınmıyor? İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları neden daima hükümeti ve Suriye yanlısı İran güçlerini hedef alıyor, IŞİD asla vurulmuyor?
Türkiye’nin NATO tarafından da güçlü şekilde desteklenen IŞİD’e yönelik hava saldırılarından çok daha fazlası neden Suriye’deki bazı güçleri IŞİD’le savaşan Kürt PKK’ya yönelik olarak düzenleniyor? Türk basını nasıl oldu da, ülkenin ajanlarınca Suriye sınırında IŞİD’e götürülen silah konvoyunu haberleştirdi?”
Erdoğan’ı ‘şeytan’ ilan etmekte neden geciktiler?
Türk mühendisler, Suriyeli petrol mühendislerinin iddia ettiği gibi, IŞİD’in kontrolündeki petrol kuyularını mı işletiyor? Ve IŞİD’in propagandasını yapanlar, düşük düzeyde bir halifelik yetkilisi aracılığıyla, neden Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kınamak, onu ‘Şeytan’ olarak nitelendirmek ve Türklere hükümetlerine karşı ayaklanma çağrısı yapmak için bu aya kadar bekledi?”
IŞİD’in lider kadrosunun değinmediği, kınamadığı, atıfta bulunmadığı şeylere odaklanmalıyız. Bu da tabii ki Türkiye’ye, Amerika’ya, Suudi Arabistan’a, Katar’a, İsrail’e bazı sorular sormak demektir.
Buna hazır mıyız? Yoksa IŞİD’in, en azından mesleğimizin ilk vecibelerinden olan ‘hikayenin diğer tarafına da bakmamızı’ önlemesine izin mi vereceğiz?”