NEVŞİN MENGÜ
@nevsinmengu
George Floyd’un ölümü sonrası ABD’nin dört bir yanını saran eylemleri izliyoruz. Türkiye’de de herkes eylemler üzerine iki kelam ediyor. Bazıları uçtukça uçuyor.
Buyrun, protestolar muhtemelen nedir ne değildir:
“Protestolar aynı bizim Gezi’ye benziyor.”
Pek benzemiyor. Gezi’de sokağa çıkan kitle orta ve üst orta sınıftı, kentli yeni jenerasyondu. ABD’de ise tamamen başka bir şey görüyoruz. Evet her iki kitle de günün sonunda hukuk, adalet ve eşitlik istiyor ama bu neredeyse dünyanın dört bir yanındaki tüm protesto gösterileri için geçerli.
Bir olguyu anlamlandırmaya çalışırken, genellikle paralellikler kurmak zihnimizde işimizi kolaylaştırıyor ama bir ülkedeki koşullar başka bir ülkeye tıpatıp çok nadiren benziyor.
Batılılar Ortadoğu’daki gelişmeleri anlamaya çalışırken bu hatayı çok yapardı. Suriye Irak olur mu, Irak bilmem nere olur mu sorularına yanıt bularak olanı biteni anlamlandırmaya çalışan Batılı analistler genellikle hata yaptı. Günün sonunda hiçbir yer hiçbir yer olmuyor. Her ülkenin kendi dinamikleri, kendi koşulları var; ve hiçbir yer hiçbir yere benzemiyor.
“Kirli eller ABD’de devreye girdi, arkasında Soroslar falan var.”
Halkımız arasında çok popüler olan bu analiz biçimi, televizyon ekranlarında da çok satıyor. Ne var ki, bunlar anca çocuk filmlerinde oluyor. Dünyayı perde arkasından yöneten bir örgüt yok.
Covid-19 salgınıyla beraber 40 milyon kişi ABD’de işsiz kaldı. İnsanların zaten canı burnundaydı, George Floyd olayı da malum tuz biber oldu. İnsanların canına tak etmesi için illuminatiye ihtiyaç yok.
Gezi’de de üst akıllar devreye girmedi. İnsanlar mahkeme kararına rağmen başlayan inşaatı durdurmak istedi. Devlet, gereksiz sertlikte yanıt verince, iş büyüdü.
“Kardeşim bak polis orada da kafa kol kırıyor, orada olunca bir şey demiyorsunuz, bizde olunca kıyameti koparıyorsunuz.”
Kötü örnek, örnek olmamalı. Türkiye sürekli dünyanın dört bir yanındaki en sorunlu uygulamaları bünyesinde toplayıp ‘Başka yerde de oluyor’ meşrulaştırma çabasıyla uygulamak zorunda değil.
Kaldı ki şiddet şiddeti doğuruyor.
ABD’de bazı şehirlerde polis de yeri geldi sembolik diz çökme eylemini yaptı, yeri geldi göstericilerle birlikte yürüdü.
Kimi kentlerde polis şeflerinin göstericilerle tek tek konuşup “Sonuna kadar haklısınız, protesto etmek en doğal hakkınız, vandallığa izin vermeyelim hep beraber eylem yapalım” dediğini gördük.
İlla dışarıdan örnek alacaksak bunları alalım bir zahmet.
“ABD çöküyor, yeni bir düzen kuruluyor.”
ABD sorunları olan bir demokrasi. Sorunu olmayan bir sistem -haşa Türkiyemiz hariç!- dünya yüzünde yok. Protestolar demokratik sistemleri aslında zayıflatmaz, tam tersine güçlendirir. Protestolar, sistemin aksayan yerlerini işaret eder, aklı çalışan iktidarlar protestolardan mesaj alır, politikalarını onarır.
‘Protestoların ardında Rotschild var kesin’ mantığıyla yaklaşınca, elbette durumu böyle algılamak zor. Tam da o nedenle iktidardaki yöneticilerin kahvede pişpirik oynayan amcadan bir farkı olması gerekiyor.
Trump muhtemelen bunu beceremeyecek ergen kafalı bir lider. Seçim kendisine bir ders verecek mi göreceğiz.