MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Aşağıda gördüğünüz yaklaşık 40 yıl arayla uzaydan çekilmiş iki fotoğraf, İstanbul’un kuzeyindeki yapılaşmayla oluşan kentsel ısı adalarını, yani sıcaklık artışını gösteriyor.

Çarpık kentleşme ve kontrolsüz kentsel dönüşümün ağır sonuçlarından biri de bu sıcaklık artışı.
Türk Toraks Derneği 28’inci Yıllık Kongresi’nde bir sunum yapan İzmir Şehir Hastanesi’nden göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Orbay Tutku Seren, Diken’in sorularını yanıtladı.
Her ikisi aynı ayda çekilmiş
Yüzey sıcaklığını gösteren fotoğrafların her ikisinin de ağustos ayında ve aynı yerden çekildiğini belirten Seren, “Üçüncü köprü (Yavuz Sultan Selim köprüsü) ve çevresindeki yeni yapılaşmaya odaklanmak istedim. Burada binalar artarken, yeşil alan azalmış. Benim vurgulamak istediğim, yeni yapılan binaların bulunduğu yerlerle, etrafları arasındaki sıcaklık farkı” dedi.
Seren planlamadan, altyapıdan, çevresel ve toplumsal dengelerden yoksun kentleşmenin ‘çarpık’ olduğunu hatırlattı: “Bu sadece yapılaşma sorunu değil, çok yönlü bir halk sağlığı krizi. Altyapı eksikliğinden hava kirliliğine, yeşil alan kaybından sosyal eşitsizliğe kadar birçok farklı yolak üzerinden sağlığı tehdit ediyor.”
Sıcağı artırıyor, yağışı azaltıyor
Kentsel alanlar, yapısal özellikleri nedeniyle güneş ışınlarını orman ve su yüzeyleri gibi doğal alanlara göre daha fazla emiyor, yeniden yayıyor. Böylece bölgede sıcaklığın artmasına neden oluyor.
Yapılaşmanın yoğun, yeşil alanların sınırlı olduğu kentsel alanlarda kırsala göre daha yüksek sıcaklıklara sahip bu ‘adalar’ meydana geliyor. Ayrıca insanların gündelik faaliyetleri sonucu tükettikleri enerjinin ısı şeklinde dışa çıkmasıyla da atık enerji oluşuyor.
Kent içi ısı adalarında sıcaklığın artmasının başlıca nedenleri, yüksek bina yoğunluğu, asfalt, beton, cam gibi ısıyı tutan yüzeyler, yeşil alan eksikliği, azalan evapotranspirasyon (su havzasındaki bitkilerin büyümesiyle üretilen toplam su buharı), trafik, klimalar vs. Sıcaklıktaki artış yağışı da azaltıyor.
Bir derecelik sıcaklık yükselmesi ölümleri artırıyor

Kent içi ısı adalarının günlük ortalama sıcaklığı, çevredeki kırsal alan ya da banliyölere göre 3.5-7 derece daha yüksek. Bu sıcaklık farkı, solunum yolu hastalıklarına bağlı ölüm riskini yüzde 101’e kadar artırabiliyor. Sıcaklık bir derece yükseldiğinde, solunum hastalığına bağlı ölümler yüzde 25 artıyor.
Yeşil alanların yok olması sadece ısı adası etkisini artırmakla kalmıyor. Aynı zamanda kirleticilerin atmosferik birikimini de hızlandırıyor. Kentlerin hava kalitesini bozuyor.
Yeşil alan kaybının bedeli ağır
Seren kentsel dönüşüm projeleri tamamlandığında ortaya çıkan yeni şehir dokusunun hava kalitesini çeşitli yönden etkilediğini belirterek, şöyle devam etti: “Genelde dönüşüm sonrası bölgelerde nüfus ve bina yoğunluğu artar. Bu da trafik yükünün yükselmesine, yeşil alan oranının azalmasına yol açabilir.
Ayrıca yoğun yapılaşma, kentsel ısı adası etkisiyle hava kalitesini dolaylı olarak kötüleştirebilir.
Kent içindeki yeşil alanlar sadece dinlenme değil, aynı zamanda birer doğal hava filtresi işlevi görür.
Bitkiler ve ağaçlar atmosferdeki PM2.5, azot dioksit, ozon gazı gibi kirleticileri emerek havayı temizler.”
Tianjin’de yapılan bir çalışmaya göre şehir içi ısı adasının etkisinin günlük ortalama sıcaklığa katkısı, yüzde 3.5 ile 7.5 derece.
Çocuklar, yaşlılar ve yoksullar daha çok etkileniyor
Kent ısı adaları ve sonuçlarından da en savunmasız gruplar olan çocuklar, yaşlılar, yoksullar etkileniyor.
Seren, “Kentsel sağlık eşitsizlikleri, çevresel maruziyetlerle derinleşir. Bu nedenle çevre sağlığı politikaları, kent planlamasıyla birlikte düşünülmeli” dedi.