İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü’nün Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi örgütünün Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in öldürülmesi, dünya gündeminde bir bomba etkisi yarattı.
Nitekim böyle büyük bir suikastın arkasından hiçbir ülke (bu ülkelere Türkiye’de dahildir) ABD’ye karşı açıkça İran’ın arkasında olduğunu söyleyememiştir. Tersine herkes, ‘her iki tarafa da itidal tavsiye etmiş’, sorunların diplomasiyle çözülmesi yoluna işaret etmiştir. Yani ABD saldırısı, pek çok yorumcunun iddia ettiğinin aksine Trump’ın bir çılgın kararı değil; Amerikan yönetiminin ince hesaplarla devreye soktuğu, Ortadoğu’daki müdahalesini derinleştiren ve varlığının asker sayısına bağlı olmadığını da gösteren stratejik bir hamledir.