Suç işleyenlerin mahkemelere çıkarılıp yargılanması önemlidir. Eğer suç halka, insanlığa karşı işlenmişse bu daha da önemlidir.
Çünkü halka karşı işlenen, arkasında siyasi güçlerin de bulunduğu suçlarda mahkeme sadece adliyelerde değil halkın vicdanında da kurulur. Ve 10 Ekim Katliamı davasında da iki mahkeme kuruldu: Birincisi halk vicdanında diğeri ise Ankara’da Adliye Sarayı’nda!
Halk vicdanında kurulan mahkeme IŞİD’li katilleri olduğu gibi arkasındaki siyasileri ve emniyetteki yardımcılarını da hak ettikleri gibi mahkum etti. Ama Ankara Adliye Sarayı’ndaki mahkeme katillerin bir bölümünü yargılayıp cezalandırdı ama arkasındaki siyasi güçleri ve emniyetteki uzantılarını mahkemeye çıkarmadı, çıkaramadı!
Bu yüzden de adliyedeki mahkeme kararıyla halk vicdanındaki mahkemenin kararları arasındaki makas açıklığının büyüklüğü, kamuoyu vicdanında kanama, toplumda da huzursuzluk olarak sürüyor. Bu makas kapanıncaya kadar da sürecek.
Bu yüzden de Adliyedeki makeme kararı kamuoyu vicdanındaki kararla örtüşmediği sürece hukuk ve adalet mücadelesi, barış ve özgürlük mücadelesine de dönüşerek sürecek.