Suruç katliamının faili Abdurrahman Alagöz hakkındaki ‘terör nitelikli aranan şahıs’ kaydının, saldırıdan bir ay kadar önce, 16 Haziran’da Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştığı ortaya çıktı.
20 Temmuz 2015’te gerçekleşen saldırıda 34 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırı noktasında 1995 doğumlu Alagöz’e ait bir kimlik bulunmuş, Adıyaman doğumlu Alagöz’ün annesi kimliğin oğluna ait olduğunu doğrulayarak oğlunun 10 gün önce ortadan kaybolduğunu söylemişti.
Patlama mahalinden toplanan delil ve vücut parçalarının Ankara’da incelenmesinin ardından bombacının Alagöz olduğu kesinleşmiş, Abdurrahman Alagöz’ün, El Kaide soruşturması kapsamında ifadesinin alındıktan sonra serbest bırakıldığı ve hakkında takipsizlik kararı verildiği ortaya çıkmıştı.
10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleşen ‘Ankara katliamı’ndaki canlı bombalardan biri de Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz idi. Alagöz kardeşler Adıyaman’daki IŞİD yapılanması olduğu kabul edilen ‘Dokumacılar’ grubuna mensup.
Evrak, 16 Haziran’da paylaşılmış
Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın haberine göre, Suruç emniyeti, patlamanın meydana geldiği Amara Kültür Merkezi’ne girenleri aramak üzere polis görevlendirmedi. Arama yapılsa, kimliğiyle gelen canlı bomba kapıda yakalanacaktı.
Saldırının ardından ‘görevi ihmal’ suçundan ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’a dava açılmıştı.
Davanın ön inceleme raporuna göre Adıyaman emniyeti Alagöz kardeşlerin adlarını ‘terör nitelikli kayıp şahıslar’ başlıklı evrakla 13 Haziran’da Şanlıurfa emniyetine bildirdi. 16 Haziran’da evrak Suruç emniyetiyle paylaşıldı. Evraka, “Şahısların çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren radikal gruplar ve terör örgütü kamplarına katılmak için yurtdışına illegal yollardan çıkabilecekleri, şahıslarla ilgili gerekli araştırmanın yapılması…” notu düşüldü.
Şanlıurfa TEM Şube Müdürü Oykun İlgün, “Görevim gereği bilgiyi alt birimlere iç yazışmayla dağıttım” dedi. Buna karşın Suruç TEM Büro Amiri Ahmet Oğuz Davarcı, bu evrakı hatırlamadığını söyledi.
‘İstihbarat ulaşmadı’
İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal ise IŞİD’in veya Alagöz’ün bir saldırı yapacağı yönünde kendilerine istihbarat ulaşmadığını söyledi: “Gruba saldırı gerçekleştirileceğine dair istihbari bilginin olmaması, organizasyonu gerçekleştirenlerden talep olmaması, açıklama yapılacağına dair bilgi verilmemesi ve belediyeye ait özel mülkte önleme araması yapılamayacağı için kültür merkezine girenleri bire bir arayarak içeriye sokma gibi bir eylemimiz olmadı.”