Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu, 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla ortak açıklama yayımladı. Açıklamada işkencenin sistematik bir devlet pratiği olarak varlığını koruduğu kaydedildi.
İşkenceyi önleme yükümlülüğünün devletlere ait olduğu vurgulanan açıklamada işkenceyi ortadan kaldırmak için bir an önce cezasızlık politikalarına son verilmesi istendi.
Açıklamada sıralanan talepler şöyle:
- İşkencenin ülkemizde bu boyutta olmasının en temel nedeni, işkence yasağının mutlak niteliğiyle bağdaşmayan çok ciddi bir cezasızlık kültürünün varlığıdır. Her şeyden önce, sıradan bir kural haline getirilmeye çalışılan cezasızlık politikalarına son verilmelidir.
- Her düzeyde yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçmeli, uluslararası mekanizmaların tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları kamuya açık bir şekilde kesin olarak kınanmalıdır.
- Gözaltı koşullarında usul güvenceleri eksiksiz olarak uygulanmalıdır.
- Gözaltı süreleri kısaltılmalıdır.
- Mevcut Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kaldırılmalı, BM İşkenceye Karşı Sözleşmeye ek Protokol (OPCAT) ve BM Paris Prensiplerine uygun, tümüyle bağımsız yeni bir ulusal önleme mekanizması oluşturulmalıdır.
- Kolluk Gözetim Komisyonu tarafsız ve bağımsız hale getirilmelidir.
- İşkencenin belgelenmesi ve raporlandırılması bir BM belgesi olan ‘İstanbul Protokolü’ ilkelerine göre yapılmalıdır.
- İşkenceye ilişkin iddialar hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her aşamasında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır.
- Hapishaneler insan hakları ve hukuk örgütlerinin bağımsız denetimine açılmalıdır.
- CPT raporlarının tümü açıklanmalı ve tüm tavsiyelere uyulmalıdır.