İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırıda ‘dışarıdan kaynaklı provokasyon’ olmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Hakkari’de PKK’lıların saldırısında hayatını kaybeden er Yener Kırıkçı’nın 21 Nisan’da Ankara’nın Çubuk ilçesinin Akkuzulu Mahallesi’ndeki cenazesinde bir grubun tekme ve yumruklu saldırısına uğramıştı. Kalabalıktan bir kadın ise CHP liderinin sığındığı evi kast ederek “Yakın evi yakın” diye bağırmıştı.
Ankara’da basın toplantısı düzenleyen Soylu, cenazede hareketlenme başlar başlamaz bölgeye bir jandarma bölüğü, 15 jandarma asayiş timi, iki jandarma özel hareket timi, bir TOMA, bir kobra aracı, Jandarma İstihbarat’tan 20 personel, 300 çevik kuvvet, dokuz özel harekat timi, üç polis asayiş ile bir trafik polisi ekibinin takviye edildiğini ifade etti.
“Neresinden bakarsanız bakın müessif bir hadisedir” diyen bakan, alana Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş geldiğininde köylü kadınlar tarafından protesto edildiğini, Kılıçdaroğlu’na da yoğun protesto yapıldığını dile getirdi.
Adli ve idari soruşturma başlatıldığını, dokuz kişinin gözaltına alındığını ve kamera görüntülerinin incelendiğini aktaran Soylu, şöyle devam etti: “Gözaltına alınan dokuz kişi Akkuzulu Köyü’nden. Dışarıdan kaynaklı provokasyon iddiası doğrulanamadı. Saldırıyı yapan kişi şehidimizin bir yakını. Olay yerinde şehit yakınları ve akrabaları vardı. Bilmeden ya da bilerek köylülere hakaret kabul edilemez. Olaydan siyasi bir rant çıkartmak kabul edilemez. Gerginlik oluşturacak adımlardan kaçınmak herkesin prensibi olmalıdır. Kalabalığın dağıtılması için konuşmalar yapıldı.”
‘Organizasyon iddiası hakkaniyetli değil’
Kılıçdaroğlu’nun cenazeye gideceği bilgisini güvenlik birimleriyle paylaşmadığını aktaran Soylu, CHP liderinin Ankara’dan İstanbul’a Adalet Yürüyüşü’nü hatırlattı ve “O zaman hiç böyle bir şeye mahal vermedik” dedi.
“Örgütlü organizasyon iddiası hakkaniyetli değil” diyen bakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapıcı bir bakışları yoktur. Genel başkan yardımcılarının sürekli şahsımı hedef göstermeleri, aileme, eşime ve çocuklarıma hakaretler ve küfürler yağdırmaları, bu meseleyi değerlendirirken hangi anlayışta olduklarını göstermektedir. Böyle hassas bir dönemde bir genel başkan cenazeye gelecekse, genel başkanın güvenlik ekibinin bunu güvenlik birimleriyle paylaşması esastır.
Sayın Kılıçdaroğlu meseleyi içişleri bakanına yıkacağına, olayın nedenini siyasi ortaklarına bir kez daha sormalıdır. Hatta şu anda geçmiş olsun ziyaretinde de sorabilir. Herkes PKK karşısında safını belli etmelidir. Bir taraftan PKK’nın siyasi koluyla HDP ile ortaklık yapıp daha sonra çıkan olayları içişleri bakanına yıkmak, tam anlamıyla seçim zamanında aldığı tutumda hafıza kaybıdır. Sizin hafızanız unutabilir ama milletin hafızası unutmamaktadır. Bu da bir güvenlik riski oluşturmaktadır. Memleketime, ülkeme, milletime yapmış olduğum hizmetin bedelini ödemeye hazırım. Bunun tayin edicisi ne Kılıçdaroğlu’dur, ne de avanesidir.”