Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Moskova ve Washington’dan “yeşil ışık” alamayan Türkiye’nin operasyon iştahı sürerken Suriye coğrafyasında sular yeniden ısındı. İdlib’deki cihatçılar Lübnan’daki ateşkesin hemen ardından Halep’e “Saldırganlığı Önleme” adı altında geniş çaplı bir taarruza girişti. İdlib-Halep arasında pek çok yerleşim birimini ele geçiren Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) liderliğindeki gruplarla Suriye ordusu arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.
İdlib merkezli grupların Halep’e büyük bir askeri saldırı düzenleyebileceğine dair spekülasyonlar uzunca bir süredir dillendiriliyordu. HTŞ’nin Halep’e yönelmesine Türkiye destekli cihatçı grupların da destek verdiği iddialar arasında. ÖSO, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekât bölgesinde “kırmızı alarm’’ ilan ederken Şam Cephesi batı Halep kırsalındaki Suriye ordu mevzilerini bombaladı.
Cihatların oluşturduğu Fethul Mübin Operasyon Odası’nın açıklamasında, “Operasyon, düşmanın planlarını bozmayı amaçlamaktadır’’ denildi. Reuters’a aktardığına göre, Türk güvenlik kaynakları da Suriye ordusunun İdlib’e yönelmesinin ardından cihatçıların sınırlı bir operasyon başlattığını belirtti. Güvenlik kaynakları, çatışmaların Rusya, İran ve Türkiye tarafından mutabık kalınan İdlib çatışmasızlık bölgesinin sınırları içinde kaldığını aktardı.
Çatışmalara ilişkin Suriye’den ve Lübnan’dan konuştuğumuz kaynaklar birkaç senaryo üzerinde duruyor.
Cihatçıların fırsatçılığı: İsrail savaş uçakları hemen her gün Suriye’yi bombalıyor. İsrail’in saldırıları Şam’ın askeri kapasitesini zorluyor. Rusya, uzun menzilli füzelerin kullanılmaya başlanmasıyla tüm dikkatini Ukrayna’ya verdi. Şam’ın ve en büyük destekçisi Moskova’nın kendi gündemlerine odaklanmasını fırsat bilen cihatçılar krizi fırsata çevirme peşinde.