Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Kim ne kadar farkında belli değil ama Türkiye’de bugünlerde en fazla can yakan konuların başında mülakat meselesi geliyor. Kamuya personel alımları sınavla yapılıyor biliyorsunuz. Başvuran herkesi memuriyete almanın imkanı olmadığı için söz konusu işe kimin daha ehil ve daha layık olduğunu bir şekilde belirlemek gerekiyor çünkü. KPSS bunun için var.
Ne var ki bu sınavda başarılı olmak yetmiyor, bir de sözlü sınav yapılıyor. Yazılı sınavı geçenler mülakat adı verilen bir engeli de aşmak zorundalar. Mesleğinizle ilgili veya ilgisiz birtakım sorulara vereceğiniz cevaplara göre işe alınıyorsunuz. Tartışılacak hiçbir yanı yok. Çok büyük bir adaletsizlik bu. Vicdanların asla kabul edemeyeceği bir uygulama.
Belirli bazı meslekler veya belirli görevler söz konusu olduğunda mülakata gerek görülebilir belki ama milletin ehliyet ve liyakat sahibi çocuklarının hakkını yiyerek “kendi adamlarını işe alma yöntemi” olarak kullanılması vicdanların kabul edemeyeceği bir kötülük.
“Torpillilere yer açmak için mülakat yoluyla liyakatliler eleniyor” görüntüsü siyasi iktidarların taşıyabileceği türden bir yük değil. Tıpkı muhalefet yaptığı hizmetlerle halkın sempatisini kazanmasın diye, belediyelerin yetkilerini tırpanlamak, projelerine onay vermemek, hatta çocuk kreşlerini kapatmaya çalışmak gibi… Milletin neyin ne olduğunu bilmediğini farz etmek **“siyasi akıl”**la bağdaşır bir tutum değil.