Türkiye hem dışarıdan kuşatılıyor, hem içeride vuruluyordu ve bunu yapanlar ABD ve Avrupa Birliği ülkeleriydi. Onların coğrafyamızdaki ortaklarıydı.
Ardı ardına yaşadığımız çokuluslu müdahalelerin sebebi budur. İçeride sistemik dönüşüm için yürütülen çabaların, dışarıda yeni bir siyasi söylem olarak meydan okumaların nedeni budur. Artık kuşatılan, diz çöktürülen, rehin alınan bir ülke olmayacaktık. Yüz yıl sonra yeniden 20. yüzyıla dönmeyecektik ve dönmeyeceğiz.
Bazılarına bunlar hayal gibi gelebilir. Bazıları bunları algılamada sorun yaşayabilir. ABD’deki, AB’deki, küresel güç haritasındaki, Doğu-ile Batı arasındaki değişimlere, gerilimlere dikkat etsinler, o fotoğrafı iyi anlasınlar. İşte o zaman Türkiye’nin mücadelesini anlayacaklardır.
Böyle bir dönemde, küçük insanların, küçük hesaplarıyla zihinleri kirletmesine, zehirlemesine, fitne-fesatla mücadele saflarını gevşetmesine, ülkeyi zayıflatmasını, toplumsal psikolojiyi sarsmasına izin verilemez. Bunlar, kötülük olarak not edilecek, bu kişiler bir süre sonra kendini tarih dışına itilmiş bulacaklardır.
Öyleyse, onların yazılarına, sözlerine, ekranlarda atıp tutmalarına hiç değer vermeyin. Üç kuruşluk olduklarını bilin, kişisel hınç ve çıkar peşinde olduklarını unutmayın.