Hiç sordunuz mu vatandaşa? “Bu harcadığımız sizin alın teriniz, vergileriniz. Bununla çocuklara okullarda bir öğün mü verelim yoksa iki saray daha mı yaptıralım?”
Ekonominin amacı nedir, ne iş görür? Hangi ekonomi doğru, hangisi eğridir? Halkı yoksul yaşatan, açlık sınırında yaşatan ekonomi doğru ekonomi olabilir mi? Ağrı Dağı kadar para yığanların yanında…Milyonlarca insanımız hayatın çile çukurunda çırpınıyor!
İşte okullar açıldı. Bir çile kapısı daha açıldı demek bu.
Bir yandan eğitimi çökertiyorlar, bir yandan geçimi. İlk gün çocuklara “Çanakkale’den Gazze’ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi” dersi verilecekmiş.
Okul değil kışla sanki! Bilim, sanat, kültür insanları değil siyasal İslamcılara emir eri yetiştirmek istiyorlar.
Dünyada, gıda enflasyonunda Arjantin’den sonra ikinci sırada yer alan Türkiye’de (% 44.88), çocukların beslenme çantasının nasıl doldurulacağını konuşuyoruz.
Başka verilere bakalım:
Türkiye’de her 3 öğrenciden biri okula aç gidiyor! “Ebeveynler çocukları doysun diye kendi öğünlerinden feragat ediyor.”
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’na göre Türkiye’de 14,8 milyon kişi yetersiz besleniyor. 100 bin çocukta akut yetersiz beslenme (aşırı zayıflık), yaklaşık 350 bin çocukta ise yetersiz beslenme kaynaklı bodurluk (kronik yetersiz beslenme) görülüyor.
0-17 yaş arası yoksullukta Türkiye, OECD ülkeleri arasında en güncel verilere göre Kosta Rika’nın ardından en yüksek orana sahip ikinci ülke konumunda.
Biz neden vergi veriyoruz? Hiç sordunuz mu vatandaşa, “Bu kadar vergi topladık, bununla çocuklara öğün mü verelim yoksa üç saray, bir uçak filosu ve bir varaklı koltuk mu yaptıralım?”