ECE PİROĞLU
ecepiroglu@diken.com.tr
@EcePIROGLU
Kendi hikayesini müzikle anlatmak isteyen genç kadınları ve LGBT+’ları bir araya getiren müzik girişimi Beats By Girlz (BBGz) Türkiye, yarın ilk kez ‘eşit, kapsayıcı ve birlikte’ manifestosuyla İstanbul’da ücretsiz festival düzenleyecek. BBGz Türkiye’nin kurucularından Beril Sarıaltun, ‘müzik ve teknoloji alanında geleceği daha eşitlikçi ve kapsayıcı hayal etmemizi sağlayacak bir dünya yaratmaya çalışıyoruz’ diyerek BBGz’nin hedeflerini anlattı.

Kendi müziğini yapmak isteyen genç kadınlara ücretsiz eğitim olanağı sunan New York merkezli müzik programı ve kolektifi Beats By Girlz’ün Türkiye ayağı geçen yıl Haziran ayında kurulmuştu.
Müzik sektörü içinde fırsat eşitsizliğine bir çözüm olarak genç kadınların, kız çocuklarının müzik eğitimini merkeze alan bir girişim olan BBGz, 4-6 Kasım tarihleri arasında konserler, atölyeler, konuşmalar ve DJ performanslarıyla Yapı Kredi Bomontiada’da ücretsiz olarak izleyicilerle buluşacak.
Kreatif pek çok alanda tüm renklerin aynı canlılıkta parladığı bir dünya kurmayı hedefleyen BBGz Türkiye’yi, çalışmalarını ve hedeflerini BBGz’nin direktörü yapımcı, ses tasarımcısı ve müzisyen Beril Sarıaltun’la konuştuk.
Kadınları ve LGBT+’ları desteklemek için çalışıyoruz
Beats By Girlz Türkiye’yi anlatır mısınız, neler yapıyorsunuz?
Beats By Girlz Türkiye müzik ve teknoloji alanında toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan bir girişim. 2013 yılında New York merkezli bir girişim olarak başlayan ve ABD’nin birçok eyaletinin yanı sıra Danimarka, Lizbon, Londra, Berlin, Prag, Güney Afrika ve Paris gibi bölgelerin olduğu 30’un üzerinde yerde faaliyet gösteren Beats By Girlz kolektifinin bir parçasıyız. Temelde bu alanlarda kadınları ve LGBTİ+’ları destekleme amacıyla çalışıyoruz, bir topluluk oluşturuyoruz. Topluluğumuzu güçlendirmek amacıyla müzik ve teknoloji odaklı eğitim projeleri düzenliyoruz, yaratıcı endüstrilerde cinsiyet eşitliği için farkındalığı artıracak içerikler geliştiriyoruz. Müzik üretiminin demokratikleşmesi ve erişilebilir olması için farklı ölçeklerde çözüm modelleri geliştiriyoruz. Bu bağlamda müzik endüstrisinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yaratıcı sektörlerdeki paydaşlarla ortak projeler yapıyoruz.
BBGz’nin ortaya çıkış süreci nasıldı?
Geçtiğimiz yıl Haziran’da yaptığımız çevrimiçi lansmanla Türkiye’de yolculuğumuza başladık. İKSV, YGA, Mimar Sinan Konservatuarı gibi farklı kurumlarla projeler gerçekleştirdik. Şu ana kadar çevrimiçi ve fiziki olarak ücretsiz müzik prodüksiyonu, müzik eğitimi atölyeleri yaptık. Eğitimler, topluluk gelişimimizin ilk başlangıcı oldu. Genel olarak müzikle ilgilenmenin, müzik yapmanın amatör ya da profesyonel biçimlerde yollarını kolaylaştırmak istiyoruz. Eğitimlere katılanların birbirini destekleyecekleri, belki ortak projeler üretecekleri, desteğe daha kolay ulaşabilecekleri bir mekanizma kuruyoruz.
Siz BBGz’nin direktörlüğünü yapıyorsunuz, nasıl bir güç birliği var arkasında?
Eğitimlerde müfredat geliştirme ve insan kaynağını destekleme konusunda uluslararası ekiple birlikte çalışıyoruz. Fakat bunun dışında Türkiye’de yürüttüğümüz faaliyetlerin tamamı bizim özgün ve orijinal projelerimiz. Ve pek tabii birlikte çalışmaktan çok mutlu olduğum ekip arkadaşlarım var. Eğitimlerle birlikte düzenli olarak faaliyetlerimizi tartıştığımız içerik geliştirdiğimiz oldukça nitelikli bir gönüllü topluluğunun da geliştiğini söyleyebilirim.
Nasıl bir değişim öngörüyorsunuz?
Müzik ve teknoloji alanında geleceği daha eşitlikçi ve kapsayıcı hayal etmemizi sağlayacak bir dünya yaratmaya çalışıyoruz. Tüm faaliyetlerimiz de hep bu vizyonla oluyor. Umarım takip edenler de bu hissimizi bizimle paylaşıyordur. Festival manifestomuzda da söylediğimiz gibi ‘müzikten teknolojiye, kreatif pek çok alanda tüm renklerin aynı canlılıkta parladığı bir dünya yaratıyoruz ve bunu kutlamak için yeni bir festivalle yola çıkıyoruz.’

Beklediğimden daha olumlu karşılandık
Müzik endüstrisinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için bir girişim gerçekleştirdiniz. Peki bu girişim nasıl karşılandı?
Beklediğimden daha olumlu karşılandığımızı düşünüyorum. Sanırım çağın ruhu dedikleri meseleden de kaynaklanıyor, toplumsal cinsiyet meselesi tüm dünyada yakıcı bir gündem. Biz bu konuda çözüm üreten, alternatifler yaratan bir noktada duruyoruz.
Açılış ve kapanış partisi hariç her şey ücretsiz
Festivalde ziyaretçileri neler bekliyor?
Festival programımız o kadar dolu ki… Festivaldeki açılış ve kapanış partisi dışında her şeyin ücretsiz olduğunu söylemek isterim. Öncelikle 4 Kasım’da sevgili Deniz Taşar ve Melike Şahin’le festivalin konser programını başlatıyoruz. Ardından festival açılış partisi olacak Babylon’da, dans pistinde buluşuyoruz. Festivaldeki atölye ve konuşma, performans programının tamamına festival web sitesinden ulaşabilirsiniz. Festivalin kapanış partisi yine Babylon’da olacak.
Kadınlar yaşadıkları şehirleri müzikleriyle yorumlayacak
BBGz’nin gelecek hedeflerinde neler var?
2023 özelinde festivalde başlangıcını yapacağımız ve Mart’ta konserler, belgesel ve bir albümle seyircilerle buluşturacağımız ‘Benim Şehrim Benim Sesim’ projesi var. Bu proje, kadınların yaşadıkları şehirleri müzikleriyle yorumlamalarını hedefleyerek kuruldu. Mart ayında yine dolu dolu bir programla buluşturacağız takipçilerimizi. Bunun yanında yaza planladığımız bir yaz kampı bulunuyor. Hepsi ve daha fazlası için takipte kalınız – bizde proje çok 🙂