MESUDE ERŞAN
mesudeersan@diken.com.tr
@mesudersan
Türkiye’de her dört kadından birinde ve her beş erkekten birinde varis ve toplardamar (venöz) yetmezliği var.
‘Hemşirelerde Kronik Venöz Yetmezlik İçin Risk Faktörleri’ (NUEVO) araştırması, 18 ilden toplam 1786 hemşireyle yapıldı. Araştırmanın sonuçları, geçtiğimiz günlerde Antalya’da düzenlenen Asya Vasküler Cerrahi Derneği, Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği, Asya Venöz Forumu ve Türk Fleboloji Derneği Kongresi’nde paylaşıldı. Ayrıca Turkish Journal of Vascular Surgery dergisinde yayınlandı.
Araştırmaya göre çoğul gebelik ve çoklu doğumlar bir risk faktörü. Yaş ve meslekte geçen zaman arttıkça, varis ve toplardamar yetmezliğe yakalanma sıklığı da artıyor. Ailede hastalığın bulunması, riski artıran diğer önemli faktörlerden. Diyabet ve hipertansiyon da bu hastalarda birlikte bulunuyor. Gece krampları, riski artıran faktörler arasında yer alıyor.
Söz konusu araştırmanın direktörü Asya Vasküler Cerrahi Kongre Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay, toplumdaki toplardamar yetmezliği sıklığının ortalama yüzde 20-25 arasında olduğunu söyledi.
Damar hastalıkları halk sağlığı sorunu
Damar hastalıkları en fazla ölüm ve sakatlığa yol açan, yaşam kalitesini bozan ve yüksek sağlık harcamalarına neden olan başlıca halk sağlığı sorunlarından biri. Dünyada ve ülkemizde en fazla ölüm ve sakatlığa, yaşam kalitesinin bozulmasına ve yüksek sağlık harcamalarına yol açan hastalıklarından. Dünyada yaklaşık 20 milyon insan bu sebeple hayatını kaybediyor.
Damar hastalıkları atardamar, toplardamar ve lenf hastalıkları olarak ayrılıyor. Atardamar hastalıklarını anevrizmalar (damar balonlaşması) ve periferik arter hastalığı (kalbi besleyen damarlar dışındaki -kol, bacak, beyin, iç organları besleyen- tüm atardamarlarda daralma ve tıkanma) olarak sınıflamak mümkün. Periferik arter hastalığı aterosklerozun (damar sertliği) en sık görülen klinik tablolarından. Tüm dünyayla birlikte Türkiye’de de ömür süresi uzadığı için yaşlı nüfus, dolayısıyla yaşlılığa bağlı hastalıklar artıyor.
Çevre kirliliği damarları da bozuyor
Prof. Dr. Tankut Akay’ın verdiği bilgiye göre periferik arter hastalığının gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı erkeklerde, kadınlara kıyasla daha fazla. Şişmanlık , hareketsizlik, cinsiyet, yaş, sigara, alkol tüketimi (maksimum 100 gr/hafta), sağlıksız beslenme, yüksek kan basıncı, diyabet, aile öyküsü, genetik, psikososyal faktörler, çevresel kirliliğe maruz kalma, kan yağlarının yüksek olması, bu hastalığın önemli sebeplerinden.
Periferik damar tıkanıklıkları hakkında ülkemiz kaynaklı veriler sınırlı. Az sayıdaki çalışma sıklığın yüzde 15- 30 arasında olduğunu gösteriyor. Bunun dışında amputasyon ve hayat kaybıyla seyredebilen kronik ekstremite tehdit edici iskemi (dokuya kanın ulaşamaması) sıklığı yüzde 0.4. Görülme sıklığı her bir milyon kişi için 500-1000 arasında. Prof. Dr. Akay, “Bu oran diyabet hastalarında daha yüksek” dedi.
Sigara, diyabet, yüksek tansiyon riski kat be kat yükseltiyor
Periferik arter hastalığına bağlı amputasyon sıklığı, bir milyon kişide 120-500. Ulusal kılavuzumuzun verilerine göre periferik arter hastalığı sıklığında, sigara içiciliğiyle benzer bir artış (iki-dört kat) diyabet varlığıyla beraber görülüyor. Diyabet, periferik arter hastalığı sıklığında artışa neden olduğu gibi alt ekstremite tıkayıcı hastalığı olanlarda yaklaşık beş kat amputasyon riskini getiriyor. Hipertansiyon varlığı ise sigara ve diyabetten sonra gelen önemli bir risk faktörü. Hipertansiyon, periferik arter hastalığı sıklığını 1.5-2.2 kat artırıyor.
Kanserler de pıhtı attırıyor
Kanser hastalarının pıhtı atma riski daha yüksek. Kanser genellikle kendi başına kanı pıhtılaştırabiliyor. Bazı kanser tedavileri de bu riski artırabiliyor. Dünya genelinde yapılan çalışmalara göre, kanser hastalarının yüzde 4-20’sinde toplardamar damarda pıhtı gelişebiliyor. Bu nedenle riske karşı önlem almak gerekebiliyor.
Prof. Dr. Tankut Akay bununla ilgili yeni bir araştırma daha paylaştı. Kısa adı CAT-TR olan ‘Türkiye’de Kansere Bağlı Venöz Trombozda Hasta Özelliklerinin Değerlendirilmesi’ araştırmasıyla kanser hastalarında pıhtı oluşma riskine bakıldı. Araştırmaya göre, derin ven trombozu (DVT- bacaklardaki toplardamarların ani şekilde kan pıhtısıyla-trombüs tıkanması) en fazla akciğer kanseriyle birlikte görülüyor. Dünyada pıhtı atılmasında daha çok pankreas kanseri risk faktörü. Arkasından beyin kanseri geliyor. Türkiye verileriyse farklı. Prof. Dr. Akay, “Araştırmamız Türkiye’de pıhtı riskini artıran kanserlerde ilk sıradaki akciğer kanserinden sonra, kolon ve meme kanserlerinin geldiğini gösterdi. Bu riske karşı düşük dozda kan sulandırıcı veriyoruz” bilgisini de paylaştı.
Pıhtıya bağlı gelişen komplikasyonların başında ölüm geliyor. Pıhtı dört kişiden birinin ölümüne sebep oluyor.