‘Bir çocuğun hayatındaki en büyük iki şans, iyi bir öğretmene ve iyi bir kitaba rastlamaktır’ derler. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, hayatının büyük bir kısmını yazarak ve öğretmenlik yaparak çocuklara adayan iki büyük yazarı anıyoruz.

Bookinton Kitap Platformu, yazdığı kitaplara olduğu kadar yetiştirdiği öğrencilere de emek veren iki büyük öğretmen-yazar nezdinde ‘çocukların yüzünü güldüren, yolunu aydınlatan öğretmenlerin’ gününü Sanem Güven’in yazısıyla kutluyor.
“Çocuklar pahalı şeyler istemezler, buna ihtiyaçları yoktur. Çocuklar içine sevgi kattıkları şeyleri zenginleştirirler. Büyükler bunu fark edemezler” diyen Samed Behrengi, ‘dünyanın en devrimci balığı’ olarak ün salan ‘Küçük Kara Balık’ın yazarı.
Türkiye’de yasaklandı, İran’da hala yasaklı
Küçük Kara Balık, bir derede doğmuştu. Ama o denizi, okyanusu görmek istiyordu. “Yaşam, gerçekten bu daracık suyun içinde sabahtan akşama kadar yalnızca gidip gelmek mi, hepsi bu mu? Ölene kadar hep bunu mu yapacağız? Yoksa bu evrende başka bir yaşam da var mı? İşte ben bunu anlamak istiyorum anne.“
Diğer balıklar “Sakın gitme, pişman olursun” dedilerse de vazgeçmedi. Binbir maceradan sonra, çok şey öğrenmiş, dünyayı ve kendisini tanımış olarak hedefine ulaştı.
Aslında tüm çocuklar birer ‘küçük kara balık’. Onun gibi meraklı ve cesurlar. Hayatlarını kurmak için böyle yolculuklara çıkmaya, biraz desteğe ve teşvik edilmeye ihtiyaçları var. En büyük yardımı da onlara yol göstermeye çalışan öğretmenlerinden bekliyorlar. Öğretmenler için ne muhteşem ne büyük bir sorumluluk…
Küçük Kara Balık, 12 Eylül darbesi döneminde Türkiye’de yasaklandı, İran’da ise hala yasaklı!
28 yaşında şüpheli ölüm
Samed Behrengi, 1939 yılında, İran Şahlığı’nda Tebriz’de doğdu. Öğretmen okulunda okuyarak, köy ilkokullarında öğretmenliğe başladı. On bir yıl boyunca köy köy dolaşarak öğretmenlik yaptı. Aynı zamanda Tebriz Üniversitesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi.
Kısa yaşamı boyunca öğretmenliği hiç bırakmayan Behrengi, yazdıklarından dolayı İran’daki Şah rejiminin tepkisini çekti. Henüz 28 yaşındayken, Aras nehri kıyısında şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Nehirde boğulduğu söylendiyse de rejime muhalif kimliğinin ölümüne neden olduğu düşünülüyor.
Hababam Sınıfı’ndan çok daha fazlası
Çoğu kişi onu Hababam Sınıfı filmlerinin yazarı olarak tanıyor, oysa Rıfat Ilgaz bundan çok daha fazlası. Şair, romancı ve öykü yazarı olmasının yanında tiyatro oyunu da yazdı. Yine de belki en başa öğretmenliğini koymak gerekir çünkü Rıfat Ilgaz, öğrencilerini çok seven bir öğretmen olarak bilinir. Karagümrük Ortaokulu’nda bir öğrenciye haksızlık eden başka bir öğretmenle kavga ettiği için Nişantaşı’na sürülmüş, bu günleri “Nişantaşı benim için cezaydı çünkü iki kez tramvay parası ödüyordum” diye anlatır.
Rıfat Ilgaz, yaşamının çeşitli evrelerinde toplamda beş yıl, beş ay, yirmi beş gün boyunca tutuklu kaldı. Okurken çalışmak zorunda kalan öğrencilerin, işçilerin sorunlarını anlattığı şiir kitabı Sınıf, (hem adı hem de kapakta -o yıllarda hoş karşılanmayan- kırmızı rengin kullanılması nedeniyle), 1944 yılında toplatıldı. Hakkında açılan dava sonucunda bilirkişi ‘kitapta suç unsuru bulunmadığını’ raporlamasına rağmen altı ay hapis cezasına çarptırıldı.
Cezaevinde yaşadıklarını bir anı-roman olan ‘Karartma Geceleri’ kitabında anlattı. Yayımlandığı dönemde toplatılan kitap, 2004 yılında MEB’in 100 Temel Eser listesine alındı.
Rıfat Ilgaz, bir dönem, Aziz Nesin ve Sabahattin Ali’nin kurucu ortağı olduğu Cumhuriyet tarihinin ilk siyasi mizah gazetesi Marko Paşa’da yazdı. 1948 yılında, verem sebebiyle Heybeliada senatoryumunda hasta yatarken Marko Paşa’nın Sorumlu Müdürü olmasından dolayı hasta yatağından alınıp hapse atıldı.
Bu olayların ardından Rıfat Ilgaz, öğretmenlik yıllarından kalma bir idealizmle yeni nesile yönelik çalışmayı tercih ederek yaşamının son dönemlerinde çocuk edebiyatına ağırlık verdi.
Tüm bunları düşününce, Ilgaz’ın ‘Okutmak Üzerine’ adlı şiiri çocuklara ve edebiyata adadığı hayatını özetliyor:
OKUTMAK ÜZERİNE
SINIF’ın ozanıyım mimli,
HABABAM SINIFI’nın yazarıyım ünlü.
Kim ne derse desin,
Çocuklar için yazdım hep.
…
Şunu demek istiyorum!
İki iş tuttum ömür boyu köklü.
Çocukları okutmaktı ilk işim,
İkincisi,
Yazdığımı çocuklara okutmak.
Yazının tamamını bu linkten, kitap dünyasından taze haberleri Bookinton‘dan okuyabilirsiniz.