Osmanlıca “hırsız” diye manşet attığı için dava açılan Birgün gazetesine, yolsuzluklar hakkında çıkarılan gizlilik kararına uymadığı için yargılanacak olan Cumhuriyet gazetesine bakan “bağımsız yargı” hepimizin gözbebeği, dürüstlük timsali imiş…
Çarşı taraftar grubunun “darbeye teşebbüs” suçlamasıyla müebbet hapisle yargılandığı dava tüm dünyaya örnek teşkil edecek adillikteymiş.
Yani kısaca 12 yıllık iktidarının eseri olarak karşımıza çıkardıkları “guguk devleti”ne bilfiil kendisi güvenmeyen devletlû, mevzubahis olan vatandaşın, gazetecinin, öğrencinin, köylünün, eylemcinin, sanatçının, çocuğun canı olunca “Yüce Türk Adaleti”ne teslim olmamızı istiyor.
Bakanlarını yargılayacak bağımsız mahkeme bulamayanlar, Ali İsmail Korkmaz için adalete güvenmemizi bekliyorlar.
Bir ülkede adalete olan inanç bittiyse duble yollar var diye kendimizi güvende hissedemeyiz.
Hiçbirimiz hissedemeyiz.