NAZLI PİŞKİN
Tohum, hayatın olmazsa olmazlarından; hayat döngüsünün merkezindeki çekirdek. Binlerce yıldır bu topraklarda, farklı ekosistemlerde hayatta kalmış, milyonlarca canlıyı doyurmuş ve doyurmaya devam eden mucize. Renk renk, şekil şekil, türlü hallerde tohum var. Bakıyor muyuz, baksak da görüyor muyuz?
Bizi bakıp görmeye davet eden, tohumları gösteren bir sergi var; ‘Kurda, Kuşa, Aşa… Ve Göze‘.
Lalehan Uysal’ın aynı adlı tohum fotoğrafları sergisinin 16’ncısı. Kuzeyden güneye, doğudan batıya Anadolu’nun zengin coğrafyasındaki tohumların fotoğraflarından oluşan bir sergi bu. Sergilerin hepsinin adı aynı. Lalehan Uysal, Anadolu insanının toprağına tohum serperken ektiğinin sadece insan için değil tüm canlılar için olduğuna dair niyeti ‘(Bu tohumlar) kurda, kuşa, aşa…’ ifadesinin sonuna ‘… ve göze!‘ sözcüğünü ekleyerek sergisinin adını koymuş.
İlk sergi, 2018’de Oxford Üniversitesi’nde gerçekleşen ‘Oxford Symposium on Food and Cookery‘ sempozyumunda açılmıştı, ardından Londra’daki sergi ve Türkiye’nin farklı coğrafyalarındaki sergiler geldi. İkisi pandemide online açılan ‘Kurda, Kuşa, Aşa… Ve Göze‘ sergisi, Yapı Kredi Bomontiada Galeri’deyse ikinci kez açıldı; ilki 2021’deydi.
Serginin İstanbul’da açılanlarını hiç kaçırmam; tıpkı tohumların çoğalması gibi her sergide yenileri eklenerek çoğalan fotoğrafları görmek heyecan verici. Çok iyi bildiğim tohumlar da oluyor sergide hiç bilmediklerim de. Her seferinde, “Aaa, bunun tohumu böylemiş demek” diyerek hayatın çeşitliliği karşısında iflah olmaz bir şaşkınlıkla geziyorum sergiyi. İzleyicinin de koklama, dokunma duyularıyla yer yer dahil olduğu sergide bu sefer tatma da eklenmiş. Nasıl mı? İzleyiciler, sergi alanında bir kapta bulunan mevsimin en güzel meyvelerinden mürdüm eriği yedikten sonra çekirdeğini bir sonraki sergi için fotoğraflanması amacıyla yandaki kaba bırakıyor.
Tohum olmadan asla
Gıdanın sürdürülebilirliği konuşulurken tohum ana konulardan biri elbette ama tohum sadece yemek için önümüze gelen şeylerin kaynağı değil. İşte bu sergi ağaçtan çimene, çiçekten yabani ota pek çok bitkinin tohumuna bakıp gördüklerini bize gösteriyor; tohumun muhteşem binbir şekil, renk ve dokusunu. İçlerinde nadir tohumlar da var, sık sık soframıza gelen sebzenin ya da önünden geçip giderken fark etmediğimiz ağacın tohumu da. Sergi, bana göre tohum ölçeğinden hareketle gezegenimizde hayatın özü olan biyoçeşitliğe dair farkındalık oluşturma gayretinin fotoğrafla ifadesi.
Gıdayla bağımızın kopmasını, büyük ölçekte toprakla, tohumla, suyla, havayla, emekle ve zamanla ilişkimizin yaralanmasına bağlıyorum. Lalehan Uysal serginin amacını şöyle özetliyor zaten: “Gezegenimizin hızlı kayıplarla değişim ve dönüşüm yaşadığı sıkıntılı yüzyılında, bütün insanlığın geçmişle gelecek arasında gıda/tohum üzerinden sağlıklı yaşam bağı kurmalarına hizmet etmek.” Ve devam ediyor: “Amacım farklı açılardan bakarak, yakın plan çektiğim, estetik fotoğraflarla tohumu görünür kılmak. Çünkü uzun zaman önce anladım ki, ancak olağanüstü fotoğraflarını çekersem yaşamın özünü taşıyan bu küçücük tohumlar, biz insanlar tarafından farkedilecekler. İlgi çekecekler, merak uyandıracaklar. ‘Bu ne?‘ diye soranları olacak. İşte o zaman sadece botanikçiler değil herkes onların adlarını bilecek. Kayda alınacaklar, korunacaklar. Azalanlar farkedilecek. Çeşitliliğin güzelliği ortaya çıkacak.”
Tohumlar sınır tanımaz
Lalehan Uysal, şekillerini, renklerini, tasarım harikası kusursuz eserler gibi görüp sakladığı tohumları böceklenir, küflenir korkusuyla kayda geçirmek için tohum fotoğrafları çekmeye başlamış. Makrografik olarak tanımladığı fotoğraflarıyla, bize tohumların ilk bakışta görülmeyen büyüleyici dünyasını göstermek isteyen Uysal, tohumları ancak yakın plan ve estetik kaygılarla fotoğraflarsa görünür olacaklarına inanıyor. Rüzgara kapılıp bir coğrafyadan başkasına giden, sınır tanımayan tohumlar gibi fotoğraflarını çerçevelerle sınırlamıyor.
Fotoğraf çekerken tohumlara müdahale etmiyor Uysal: “Zaten çok güzeller. Tek yaptığım şey onlara çok yakından bakmak. Artık onları görüyorum. Ve nasıl çekilirlerse daha iyi görüneceklerini bana tohumların kendileri söylüyor. Güzel yanlarını ele veriyorlar. Ama kaprisli olanları da var, yerinde duramayanları da var. Çabuk bozulanlar, zorlayanlar da var. Adana biberlerini çekerken hayli gözyaşı döktüm. Taze Antep fıstığı gibi lezzetli olan tohumları çekmek de zor. Bir bakıyorsun çekecek tohum kalmamış…”
Lalehan Uysal’ın, hayatın sürdürülebilirliğinin öznesi tohumların fark edilmesi için yakın plan çektiği ve makrografik olarak tanımladığı tohum fotoğraflarından oluşan yeni sergisi, Yapı Kredi Bomontiada Galeri’de 8 Eylül 2024’e kadar devam edecek. Her gün saat 12.00-20.00 arasında ziyaret edilebilir. Her cumartesi pazar ise saat 16.00’da Uysal’ın anlatımıyla sergi turu var. Kaçırmayın!
‘Kurda, Kuşa, Aşa…Ve Göze’ sergisinin, fotoğrafları aracılığıyla içlerinde kadim hayat bilgisi taşıyan tohumların fark edilmesine, korunmasına, ekiminin devam etmesine, geleceğe taşınmasına vesile olması dileklerimle…
Lalehan Uysal kimdir?
Kreatif direktör, yazar, editör, grafik tasarımcısı Lalehan Uysal, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin ve Türkiye’nin ilk ekolojik pazarı İstanbul Şişli’deki Yüzde 100 Ekolojik Pazar’ın kurucularından. Kendini sadece tohum gözlemcisi olarak tanımlayan Uysal, aktif bir ekolojik yaşam savunucusu. Halen Buğday Derneği’nin projelerinde çalışıyor ve ‘Buğday’ın Ambarı’ndan Kurda, Kuşa, Aşa’ adıyla ekoloji konseptli podcast serisini hazırlayıp sunuyor.