Hiç olmazsa bugün, burada, daracık taş sokakla taş duvarın dibinde siyasetten uzak durmak istiyorum.
Bak ne diyor: İnsan her gün sevincini ele geçirmek zorunda… Bunun ne kadar güç, hatta olanaksız olduğunun farkındayım.
Sevinci ele geçirmek! Ya da mutluluğu… O bir an, kısacık bir zaman dilimi… Hissettiğin vakit o halkaya olanca gücünle asılman lazım.
O anı ertelemek belki de hayatı pas geçmektir. Bu taş duvarın dibinde, belleğimin kuytuluklarından neler neler çıkıp takılıyor aklıma…
Oysa ben ‘büyük bir yalnızlık ve sessizlik gölü’nde yitip gitmek istiyorum bugün…
Farkındayım.
Dağlardan, şehirlerden ölüm haberlerinin hiç eksik olmadığı bir ülkenin insanı olarak ‘bir yalnızlık ve sessizlik gölü’nde istesem bile kaybolamayacağımı çok iyi biliyorum.
Ayrıca, böyle bir duygu dünyasında yitip gitmek bencillik gibi geliyor bana… Ara sıra içimde, bu satırlara damgasını vuran kaçma içgüdüsü uyansa bile, öyle bir memlekette yaşıyorum ki, barış ve özgürlük bayrağını yüksek tutmaktan başka çarem olmadığını biliyorum.
‘Mutlu ölüm’ belki böyle gelir bizim gibilere… Hayırlı bayramlar!