72 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 15 TemmuzŞehitler Köprüsü davasında, 15-16 Temmuz gecesi boyunca o köprünün darbeciler tarafında yer almış, komutanlarına karşı gelmemiş ve teslim anına kadar silahlarını bırakmamış olan 30’dan fazla erin beraat ettirilmesine herkes gibi ben de şaşırdım.
Savcılık, onlar için de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemişti; mahkemenin bazı hafifleştirici sebepler görüp cezayı o kadar yüksek tutmaması bekleniyordu ama onlara hiç ceza vermemesi kimsenin aklından geçmemişti.
Şehit Erol Olçok’un kardeşi Cevat Olçok, sosyal medyada isyan ediyor: “15 Temmuz Şehitler Köprüsü Darbe Girişimi davasında karar çıktı. 44 kişi beraat etti. Bunların 36’sı sabah teslim oldu. Ellerinde bayrak değil silah vardı. Bu nasıl adalet.”
Keşke mesele adaletin yaralanmasından ibaret kasa. Asıl mesele, potansiyel cuntaların manevra imkânının korunması.
Farz edelim ki bir grup kripto FETÖ’cü subay gözünü karartıp yeni bir darbe teşebbüsüne girişti; bu gibi mahkeme kararlarına istinaden, emirleri altındaki erlere ‘Rahat olun gençler. Ne diyorsak yapın. Darbemiz başarılı olursa baş tacısınız. Başarısız olursa da size bir şey olmaz’ diyebilirler.