Somut konuşalım; Türkiye, gittikçe derinleşen bir ekonomik kriz içinde. Hiç kimsenin saklayamayacağı bu krizin çarpıcı belirtisi ise Amerikan Doları karşısında TL’nin hızla ve büyük ölçüde değer yitirmesi oldu. Gazeteler bunalımı da, bunalımın bu somut göstergesini de halktan gizleme hakkına sahip değildirler. Peki Türkiye’de medya bu olaya, bu tüm halkı, ekonominin tüm öznelerini yakından ilgilendiren habere, gerçeğe nasıl yaklaştı.
Artık bir sır değildir ya da söylemek, dile getirmek ideolojik bir yaklaşım sayılamaz; Türkiye’de medya büyük ölçüde iktidar yanlısıdır, haberleri seçerken, verirken, yorumlarken “hükümetin çıkarları” ölçeği ile vermekte, gizlemekte, saptırmaktadır. Krizle ilgili haberlerde de böyle oldu. İktidar yanlısı, medya toplamının neredeyse yüzde 90’ını oluşturan gazete, radyo, TV kanalı önce krizi ve TL’nin olağanüstü, her yerde manşet olması gereken, değer kaybını görmedi, sakladı, gizledi, ikinci aşamada kaçınılmaz olarak hükümet yetkililerinin konu ile ilgili açıklamaları nedeniyle ve onlarla sınırlı kalmak koşuluyla maniple ederek “görmeye” başladı.