Kapitalizm bir yönüyle iyidir hoştur. Ama vahşileşmeye yatkındır. Soma, sistemin gidişatıyla ilgili bir çığlıktı. Medeni dünya kapitalizmi yumuşatıp ehlileştirmeye çalışırken, biz niye tersine gidiyoruz? Avrupalılar artık yarış atı olmaktan vazgeçip, başına buyruk kediler gibi yaşama hedefinde. Bizimse ağzımız köpürüyor, çatlayıp yere yığılmak üzereyiz! Kapitalizmin suyu mu çıktı? Galiba biraz öyle! Dünya bunu tartışıyor.
Birçok sektör gibi, insanlar yarış atı gibi çalıştırılarak üretim arttırıldı ama bir noktada ürünün de çalışanların yaşam kalitesi de düşmeye başladı. Hikâye Soma’da da budur! Ama iş o kadar büyümüştür ki, toplu ölüme varmıştır. Türkiye’nin kapitalizmi, bir süredir, ağzı köpürmüş, kamçılanmaktan gözleri yuvalarından fırlamış bir yarış atı gibi koşuyordu, bir noktada çatlayıp yere yığılması sürpriz olmadı. Sistemi ehlileştirip insana yakınlaştırmanın zamanı gelmedi mi artık yahu?
Avrupalılar artık yarış atı gibi yaşamayı reddediyor, başına buyruk kediler gibi olmak istiyorlar. Gerektiği kadar avlanıp, yeterince yiyecek bulup, kalan zamanda uyumak, etrafa bakmak, oynamak istiyorlar. Evler küçülüyor, çevre korunuyor, enerji idareli kullanılıyor, dostluk ve komşuluk hatırlanıyor, ‘AVM’lerde kendini kaybetme’ görgüsüzlük olmaya başlıyor. ‘Ölçülü bir aylaklık’, yükselen değer.