Kadınların sırf insanca yaşamak istedikleri için öldürüldüğü, taş olsan eğer kadınsan un ufak edildiği bir ortamda erimek ne demek bir cesaret simgesi olarak yükseldi voleybolcularımız… Yeni doğan bebekten seksenine gelmiş kadınına umut oldular, güç verdiler.
Kaldırdıkları sadece kupalar değil, boyunlarında sadece altın madalyalar yok. Bu sportif bir başarıdan çok daha fazlası… Finali kaybedebilirlerdi de. Zaten kaç kez kupanın eşiğinden dönmüştük. Ama inatla buraya gelmek için çabaladılar, yılmadılar, herkese örnek olacak bir mücadele gösterdiler. Öyle ki bu mücadeleyi belli siyasi görüşlerin çizgisine çekmek, onlarla yakın durup kendine bundan pay çıkarmak da çok fırsatçı geliyor bana şimdi. “Baş tacımız”, “gururumuz”, “altın kızlarımız” gibi klişe övgüleri de bırakın artık. Özgürlük isteyen, eşitlik isteyen kadınlara, kimliğini istediği gibi yaşayan insanlara nasıl baktığımızın hesabını verelim onun yerine. Muktedirlerin, politikacıların dünyayı batırmak için elbirliği yaptığı şu ortamda bu güzelim kadınlar en iyi cevabı verdi: “Dünyayı kaldırdım dertlerimin yerine”…