Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı, yeni AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum’un depremden iki ay sonra hayatın normale döndüğünü söylediği bölgede güncel durum bu. Bugün 16 milyon İstanbullu için yola çıktığını söyleyen Kurum’un, yüreği ağzında büyük İstanbul depremini bekleyen kent halkına vaadi ise “deprem kaygısını ortadan kaldırmak.” Bu konuda attığı en dikkat çeken adım, Erdoğan’ın “en büyük hayalim” dediği Kanal İstanbul’dan hiç söz etmiyor oluşu. Bilimsel raporlarda belirtildiği üzere Kanal İstanbul, halihazırda havaalanı ve bağlantı yollarıyla tahrip edilen, İstanbul’un en önemli temiz su havzalarına sahip Kuzey Marmara bölgesinin ölümü demek. Bununla beraber, deprembilimciler, kanal projesinin yeryüzü ve yeraltı gerilme dengelerini bozacağını ve inşaat ile ortaya çıkacak aşırı yüklemelerin yeni depremlere sebep olmakla birlikte beklenen depremin şiddetini de artıracağını söylüyor.
***
Murat Kurum, Kanal İstanbul ile ilgili sorulara açıklıkla cevap vermiyor. Belli ki projenin halkın tepkisini çekeceğini biliyor ancak planın raftan kaldırıldığını açıklama yetkisi de yok. Halktan toplanan deprem vergileriyle çift şeritli yol yapmakla övünen; deresinden ormanına, taşından toprağına ülkenin doğal kaynaklarını maden ve inşaat sektörünün sınırsız hizmetine sunan partisinin, bizzat imar barışını savunmuş bir üyesi/İBB adayı olarak hakkı var, sıkıntılı bir durum içerisinde. 6 Şubat depremlerinin üzerinden tam bir yıl geçti. Araştırmalar, raporlar, bölge halkının şikayetleri açıkça ortaya koyuyor ki bu süre zarfında depremzedelerin ne yaşam koşullarında kayda değer bir iyileşme yaşanmış ne de adalet arayışlarında tatminkâr bir sonuç alınmış. “Hamdolsun hayatlar normale döndü” diyebilmek için önümüzde daha çok sorun ve soru var.