Türkiye elbette bir af ülkesi. 1999’dan önce de defalarca genel ya da özel aflar çıkartıldı. Ekonomik krizin oy oranları üzerindeki etkisini biraz olsun kırmak için toplumsal barış, ceza adaleti gibi kavramlar hiçe sayılarak; ‘Şartla Salıverme’ adı altında af yasası çıkartıldı 1999’da. Etkisi bugün bile devam eden bir yasa.
70 bin hükümlünün bulunduğu cezaevlerinden 40 bine yakın suçlu çıktı. Birkaç yıl içerisinde iki katı kadar suçlu cezaevine döndü. Cezaevlerinin kapasitesi yetmez oldu… Tahliye edilenler sabıka kayıtlarına yeni suçları da eklemişti. Her türlü affa karşı olduğunu açıklayarak iktidar olan, yıllarca bu söylemi tekrarlayan AKP, rotasını değiştirdikten sonra sözünden dönmüş gibi görünmemek için örtülü aflar çıkarmaya başladı. Af çıkarıldığını reddetti ancak farklı isimlerle çıkartılan sistematik aflara artık herkes alışmıştı.
Elbette bu düzenlemelerden ‘siyasi’ suçlardan hapse mahkûm edilenler yararlanamadı. AİHM kararlarına rağmen cezaevlerinde tutulanlar, 25 yıldır cezaevinde bulunmasına rağmen Deniz Zeyrek’in yazısı sayılmayanlar da yararlanamadı. Kimler yararlandı?
Mafya, katiller, vücut dokunulmazlığına karşı suç işleyenler, cinsel dokunulmazlığa karşı suç işleyenler, cinsel istismar suçunu işleyenler, hırsızlar, gaspçılar…
Gelelim daha vahim rakamlara… Sadece 2021’de cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan soruşturulan kişi sayısı kaç biliyor musunuz? 206 bin 852 kişi… Toplam 243 bin 809 suç nedeniyle soruşturulmuşlar. Buna cinsel istismar suçundan soruşturulan 69 bin 773 kişi dahil değil.
Tam buradan Narin’in öldürülmesine ilişkin soruşturmaya dönmekte fayda var. Küçük bir kızın öldürülmesi, ailenin iş birliği yaparak cinayeti gizlemesi, birilerinin ‘iş gören, işe yarayan’ aileye akıl vermesi… Biliyoruz ki suçlular kısa süre içerisinde tahliye olabilecek. Bu ülkede en ağır cezayı asla katiller yatmaz.
Ancak Narin’in arandığı süreçte yaşanan garipliklerin de ayrıca soruşturulması gerekmiyor mu? Aileye akıl verenlerin, soruşturmanın gizliliğini ihlal edenlerin, soruşturmayı savsaklayanların açığa çıkartılması, bunu neden yaptıklarının ortaya konulması gerekmiyor mu? Elbette bu boyutuna bakılmayacak bile… Bu adalet sistemi değişmedikçe, değişmeyecek yaşananlar.