
Dr. FEYZA BAYRAKTAR
@FeyzaBayraktar_
info@feyzabayraktar.com
Geçtiğimiz haftanın en fazla konuşulan konularından biri, ‘Adnan Oktar kültü’nün sahne arkasında neler olup bittiğiydi. Tarihteki benzer örneklerine bakacak olursak bu yapılanmayı kült olarak tanımlamak sanırım yanlış olmaz. Kült -kabaca- bir grup insanın bir lider önderliğinde ekstrem bir ideolojiyi benimsemesi ve kendisini bu yola adaması olarak özetlenebilir. Yani kültler sadece dini inançları kullanarak insanları istismar eden bir yapıdan daha çeşitli ve karmaşıktır.
Kült liderlerinin psikopatolojisi
Adnan Oktar’ın liderliğini yaptığı kültten senelerdir hemen hepimizin haberi olmasına rağmen içinde neler yaşandığını birçoğumuz çok yeni öğrendik; çünkü hiçbir kült tesadüfen oluşmaz. Yani varlığını uzun süre koruyan tüm kültlerin liderlerinin izlediği bir strateji vardır ve bu strateji sayesinde göz önünde olan rahatlıkla gözden kaçabilir ya da göz ardı edilebilir. Kült liderleri genellikle tüm sapkınlıklarını, içinde yer aldıkları tüm yasadışı işleri örtbas edebilecek bir yapı oluştururlar. Bu yapının oluşması da akşamdan sabaha olacak bir şey değildir. Yani bir kültün yapılanması seneler alır.
Kültlerin doğuşunu gerçekleştiren liderlerin psikopatolojisi -genellikle- hayli tehlikelidir. Kendisini mesih ilan eden her kişinin peşinden yüzlerce insanın gitmediği göz önüne alınırsa bu liderlerin karanlık bir kişilik yapılanması olduğu apaçık ortada. Kült psikopatolojisiyle ilgili yapılan bilimsel araştırmalara göre kült liderlerinin hezeyanlı paranoyalarına genellikle dark triad ve hatta dark tetrad kişilik özellikleri de eşlik ediyor.
‘Karanlık Üçlü: Narsisizm, Makyavelizm ve Psikopati’ başlıklı yazımda dark triad kişilik özelliklerinden bahsetmiştim. Dark triad kişilikler narsisizm, Makyavelizm ve psikopatinin tüm özelliklerine aynı anda sahiptir. Yani empati ve vicdandan uzak, kendi çıkarları için aklınıza gelen gelmeyen birçok şeyi yapabilecek insanlar olarak tanımlanabilirler. Güce aşırı düşkünlükleri yüzünden ya politikada yer alır ya da büyük şirketlerin yöneticiliğine oynarlar. Kendilerine has çekicilikleriyle insanları kolayca etkileyebilirler. Dolayısıyla, karizmatik liderlerin hemen hepsinin dark triad kişilik özelliklerine sahip olması şaşırtıcı değildir. Dark triad kişilikler manipülasyon konusunda ustadır. Ve onlara ‘Dur’ diyebilecek bir değerler sistemine sahip olmadıkları için istedikleri hedeflere ulaşmak için her yolu denerler.
Narsisizm, Makyavelizm ve psikopatinin yanına bir de sadizm eklendiği zaman dark tetrad diye tanımlanan bir kişilik ortaya çıkar. Sizlerin de tahmin edebileceği gibi tarihte ve günümüzde birçok dark tetrad lider vardır. Bu liderlerden bazıları siyasette, bazıları iş dünyasında, bazıları ise Adnan Oktar gibi kültlerde boy gösterir.
Ortak özellikleri
Kültlerle ilgili bilimsel araştırmalara baktığımız zaman tarihte varlığını uzun süre koruyan kültlerin birçok ortak özelliği bulunduğunu görürüz. Kült liderlerinin hepsinin kendisine has bir imajı vardır ve kendilerinin -bazen ruhani bazen toplumsal- bir misyonu olduğunu iddia ederler.
İlk etapta, manipülasyon becerileriyle ulaşabildikleri insanların güvenini ve sempatisini kazanırlar. Her ne kadar kendilerini yine kendi uydurdukları bir hikayeyle ‘misyonu gerçekleştirmek için seçilmiş insan’ olarak tanıtsalar da kurban olarak gördükleri kişiye kendisini özel hissettirirler.
Liderlik ve hitabet becerileri hayli gelişmiş olduğu için çevrelerine insan toplamaları zor olmaz. Dolayısıyla, insanlar ulvi bir amaç uğruna bir lideri izlediklerine inanmaya başlarlar. Liderler, bu fikre inandırdıkları üç beş kişiyi olta olarak kullanıp etraflarına başka insanlar da toplar. Kırılgan ama dağılmamış insanlar hedef tahtalarının ortasında yer alır. Yani hayatta her şeyini kaybetmiş insanlar kült liderlerinin bir işine yaramaz. Aidiyet ve anlam arayışı uğruna birçok fedakarlık yapmaya hazır insanlar, kültler için mükemmel bir hedeftir. Bu insanların hem kaynaklarından faydalanırlar hem de hayatlarında kaybedecek bir şeyleri olduğu için bu insanları şantaj yoluyla kontrol etmek daha kolay olur.
Ergenler ve genç yetişkinler kült liderleri için harika birer av potansiyeli taşır. Özellikle de aile bağları kuvvetli değilse… Henüz kimliği oturmamış ergenleri şekillendirmek çok daha kolay olduğu gibi onları çevresinden izole ederek kapana kıstırmak, kült liderleri için çocuk oyuncağı olarak görülebilir. Dolayısıyla, varlıklı ve tanınmış ailelerden gelen ama aile bağları çok kuvvetli olmayan gençler her daim kültlerin gözdesi olmuştur.
Liderlerin narsisizmi, etrafına topladıkları insanlarla yetinmez. Şöhret, hemen her kült liderinin vazgeçilmezidir. Şöhret sayesinde hem çevrelerine daha fazla insan toplayabilir hem de varlıklarını meşrulaştırabilirler. Bu yüzden de sık sık medyada yer almaya çalışır ve haklarında kötü haber yapılmaması adına medyayla ilişkileri sıcak tutmak için uğraşırlar.
Öte taraftan, çevrelerine topladıkları insan sayısı arttıkça kontrolü kaybetme riski de artacağı için güçlü siyasilerle ve işinsanlarıyla işbirliği yaparlar. Böylece, kült içinde uyguladıkları her türlü şiddeti ve dahil oldukları yasadışı işi örtbas etmek adına arkalarını sağlama alırlar.
Kültler üzerinde uzmanlaşmış psikolog ve sosyologların söylemlerine göre her kültün kendine özgü kuralları vardır ve müritler o kurallara uymak zorundadır. Bu kurallar bazen aynı beslenme planını takip etmek olabileceği gibi bazen aynı kıyafetleri giymek de olabilir. Amaç, bireysel farklılıkları olabildiğince ortadan kaldırmak ve böylece özgür düşünceye müdahale etmektir. Yani kişiliği sindirmek, dolayısıyla liderin müridinin zihnini ve bedenini kendi emelleri için istediği gibi kullanabilmesidir.
Adnan Oktar’ın kültündeki ‘Kedicikler’ diye tanımlanan kadınların abartılı estetiklerle birbirine benzetilmesi ve objeleştirilmesi buna örnek olarak verilebilir. Tarihte başka seks kültlerinde de estetik operasyonlara başvurulduğu literatürde ele alınmıştır.
Uyuşturucu ve seks, bazı kültlerde olmazsa olmaz iken bazılarında ise tamamen yasaktır. Kültler üzerinde yapılan bazı araştırmalar, seksin yasak olduğu kültlerde bile cinsel tacizin yaygın olduğundan bahseder.
İnsanlar neden bir külte dahil oluyor?
Ne oluyor da insanlar bir külte dahil olup gerçeklikten o derece kopabiliyor diye sorabilirsiniz. Kültler, insanları, ait olma ihtiyacı, özel olma ve değer görme isteği, anlamlı bir amaca hizmet etme arzusu gibi olağan insani özellikler üzerinden yakalar. İnsanlar daha mutlu olabilme ihtimaline yatırım yaparak bir külte dahil olmayı seçer.
Ayrıca, bazı kült formlarında cennete gitme ya da inanca göre sonsuza kadar kötü karmadan uzak yaşama vaadi verilir ve bu vaade inanmak da insanların bir külte dahil olmasına ve orada kalmasına neden olabilir.
Bir kültün içine adım attıktan sonra çıkması zordur. Öncelikle, bir şeye ne kadar zaman ve emek harcarsanız ondan vazgeçmeniz o kadar güç olur. Senelerini bir külte adamış bir insanın oradan ayrılıp kendisine en baştan bir hayat kurması kolay değildir. İnsanlar kötü giden evliliklerini bile ‘Çok emek verdim’ diyerek bitiremiyorken, insanın kişiliğine bile el koyan, ayrılmak istemenin ölümle cezalandırılacağı bir yapıdan çıkması haliyle hiç de kolay olmaz.
Kültler çoğu müritlerinin özgür iradesini elinden alır. İnsan içinde bulunduğu yapıyı, izlediği ideolojiyi sorguladığı an lider ve diğer müritler tarafından suçluluk ve utanç duyguları üzerinden manipüle edilir. Sorgulamak, o kültün misyonunu anlamamak ve yetersiz olmakla özdeşleştirilir. Kültün müritleri, daha doğrusu kurbanları, daha mutlu bir insan olma amacıyla girdikleri yolda kendilerini başka bir insanın olağan ve olağan dışı tüm isteklerini en iyi şekilde karşılamaya çalışırken bulabilir. Yani bir külte dahil olanlar günün büyük bölümünde doğrudan ya da dolaylı olarak liderlerine hizmet eder. Böylece liderler fazlasıyla rahat ve hatta haz dolu bir hayat yaşarken, müritlerin bir an durup düşünecek zamanları dahi olmayabilir. Düşünce olmadığı zaman itaat artar. Dolayısıyla, külte dahil olan herkes sürekli meşgul tutulur. Bu meşguliyet bazen ‘aydınlanma’ başlığı altında uygulanan acılı eğitimler şeklinde de olabilir. Müritler genellikle bir arada yaşar ya da birlikte çok fazla zaman geçirirler. Onları hayatlarındaki diğer insanlardan uzaklaştırmak, lider için kontrolü elde tutmayı kolaylaştırır.
Bir kültün içinde arkadaşlıkların olması tehlikelidir. Lider her zaman gözde olmak ister ve gruplaşmalar ayaklanmaya sebep olabilir. Bu sebeple de böl, parçala, yönet taktiğini uygular. Yani grup içindeki herkesin birbirine şüpheyle yaklaşmasını sağlar. Böylece mutlak gücü elinde tutar.
Kült tehlikesi
Kült liderlerinin paranoyaları arttıkça daha sadisttik bir tutum sergileyebilirler. Böyle durumlarda kültten ayrılmak isteyenler olabilir. Yalnız, lider tüm müritleri hakkında hemen her bilgiye en başından beri sahip olduğu için ayrılmak isteyenleri tehdit ederek, dağılmanın önüne geçmeye çalışır. Bazen de tehdit etmek yerine farklı şiddet yollarına başvurur. Literatüre göre birçok kültte ayrılmak isteyenler öldürülmüş ve cesetler yok edilmiştir. Cinayetler diğer müritlere ‘yoldan sapanı öldürerek daha kötü bir sondan kurtarmak’ olarak anlatılmıştır. Dolayısıyla, sürüden ayrılmaya çalışanın öldüğünü gören müritler sürüde sağ kalmaya çalışır. Hayatlarını bir külte sıkışıp kalarak geçiren birçok insan olduğu göz önüne alınırsa bu yapıların küçümsenmemesi gerekir.
İster inanın ister inanmayın ama hemen hepimiz bir külte dahil olma potansiyeline sahibiz. Monoton hayatlarımız içinde sıkışıp kalmışken bir anlam arayışına girmemiz ve bir grubun parçası olduğumuzu hissetmeye ihtiyaç duymamız kadar olağan bir şey olamaz. Sosyal psikoloji alanında çalışan bazı uzmanlar, özellikle sosyal medya kullanımının artmasıyla çeşitli kültlerin yapılanmasının kolaylaşabileceğini ve bir kültün parçası olma ihtimalinin artabileceğini söylüyor. Dolayısıyla, ‘Ben asla bir külte dahil olmam’ diyerek tedbiri elden bırakmayın. Unutmayın; bu tür yapılar genelde kişiye özel manipülasyon yöntemleri geliştirme konusunda usta olduğu gibi insan olmanın doğasından yararlanmayı da iyi bilirler.
Tarihe adını yazdırmış, toplu intiharlarla sonlanan kült yapılanmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, Netflix’te yayınlanan, benim de bu yazıyı yazmama çokça katkı sağlayan altı bölümlük ‘How to become a cult leader’ (Nasıl kült lideri olunur?) belgeselini izleyebilirsiniz.