Teokrasiyle yönetilen İran’da laik bir ailede büyüyen Arghavan Khosravi, ‘saç resmi yaptığı günlerde içinin öfke ve umutla dolduğunu’ söylüyor.
Arghavan Khosravi, 3 Ekim’de, incecik bir fırçayla tellerini tek tek çizdiği uzun saçların resmini yaparken çektiği bir videoyu Instagram hesabından paylaştı, altına bir de not yazdı: “Saç boyadığım bugünlerde içim her zamankinden daha çok öfke ve umutla doluyor.”
Gönderiye, Eylül ayında İran’ın başkenti Tahran’da başörtüsünü düzgün takmadığı iddiasıyla ülkenin ahlak polisi tarafından tutuklanan, sonrasında hayatını kaybeden 22 yaşındaki #MahsaAmini etiketini ekledi. Mehsa Emini ölümü ülke çapında protestoları hızlandırdı, yalnızca İran’da değil dünyanın her yerinden binlerce kadın saçlarını keserek özgürlük hareketine destek verdi.
Bugün ABD’nin Connecticut eyaletinde yaşayan Arghavan Khosravi, CNN’de yayımlanan röportajında, 1979 İran Devrimi’nin ardından başörtüsünü kamusal alanda zorunlu kılan bir rejimde, Tahran’da laik bir ailede büyüdüğünü anlatıyor: “Evimizle kamusal alan arasında bir zıtlık olduğunu çok erken yaşlarda fark ettim. Evde istediğinizi yapmakta özgürsünüz, bu ikili yaşamda varolmayı öğreniyorsunuz.”
Khosravi’nin kendisi de, 2011’da ahlak polisiyle karşılaşmış, geçici olarak gözaltına alınmış. 2015’te resim eğitimi almak için ABD’ye geldiğinden beri yaptığı resimlerde dalgalı saçları bir sembol olarak kullanıyor.
Gerçeküstü resimlerde bir rüyanın içinde gibi görünen kadınlar, genellikle iplerle bağlanmış veya duvarların, çiçeklerin ellerin arkasına gizlenmiş görünüyor.
Arghavan Khosravi’nin sergisi New York şehrindeki Rockefeller Center’da devam ediyor.