MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Beyin ve sinir cerrahisinin (nöroşirürji) ‘efsane‘lerinden Prof. Dr. Gazi Yaşargil, 100’üncü yaşını kutlamaya günler kala İsviçre’de vefat etti. Dünya tıp tarihinde silinmeyecek izler bırakan ve ‘modern nöroşirurjinin babası‘ sayılan Yaşargil, çok sayıda cerrahi teknik ve aletin mucidi.

Tüm yaşamını mesleği üzerine inşa eden Yaşargil “Beyin emir verir, el emri yerine getirir. Kalp de yapılan işe rıza gösterir. İşte bu üç organın uyumuna çok önem veriyorum. Bir şey yaparken elimiz daima kalp hizasında olmalıdır. Vicdanın sesi dinlenmelidir” derdi.
Yakın arkadaşı Can Yücel, Yaşargil için “Beynin Piri Reis’i” demişti.
Hayatı
1943’te başladığı tıp eğitiminin ardından 1960’da doçent, 1965’te profesör, 1973’te ordinaryus profesör oldu.
Rutin beyin cerrahisi çalışmalarının yanısıra 12 sene boyunca (1953-1965) serebral anjiografi (beyin damarlarını görüntüleme), stereotaktik teknikle (üç boyutlu koordinatlarla ameliyat) Parkinson hastalığı ve diğer hareket bozukluklarının tedavisine yönelik ameliyatlar yaptı.
Zürih’de nörofizyolog Prof. Oscar Wyss’in yardımıyla ilk defa yüksek-frekanslı koagülasyon tekniğini (yüksek frekanslı elektrik akımıyla sinirin devre dışı bırakılması) kullandı. Bu teknik dünyada kabul gördü.
Ekim 1965 ile Aralık 1966 tarihleri arasında Vermont Üniversitesi’nde (ABD) edindiği mikrovasküler cerrahiyi ilk defa hayvan beyni damarlarında (500-1000 mikron çapında) uyguladı.
Ocak 1967’de Zürich Beyin Cerrahisi Kliniği’ne dönüp mikrotekniği ve sisternal açılım yöntemini tüm beyin ve omurilik cerrahisinde kullanmaya başladı.
Bu teknik bir çığır açtı. Pek çok beyin-omurilik patolojisi, tümörleri ve epilepsi cerrahisinde rutin olarak kullanılmaya başladı.
3 binden fazla cerrah yetiştirdi
Zürih’deki mikrocerrahi laboratuvarında 1968 ile 1993 arasında beş kıtadan 3 binden fazla cerrah mikrocerrahi eğitim aldı.
Beyin ameliyatlarında operasyon sahasına ulaşmayı kolaylaştıran ve daha güvenli hale getiren retraktörü dizayn eden Yaşargil cihaza kızı Leyla’nın adını verdi. Halen beyin cerrahi ameliyatlarında kullanılıyor.
Mikrocerrahide daha geniş görüş alanı için ‘kayan mikroskop‘ adı verilen hareketli sistemi geliştirdi.
Türkiye’de verilen sözler tutulmayınca ABD’ye gitti
Zürih Üniversitesi Nöroşirurji Kliniği’ndeki şeflik görevinden Ocak 1993’te 68 yaşında emekli oldu. Burada yaş haddinden ötürü çalışmaya devam edemedi.
Ekim 1994’de ABD’de Little Rock şehrinde yaş sınırı olmayan Arkansas Üniversitesi’nde profesörlük görevi verildi. Bu hastanede ameliyatlar yaptı, dersler verdi, yayımlar yaptı, mikronöroşirurji laboratuvarı kurdu ve mikronöroşirurji kursları hazırladı. Ekim 2013 emekli oldu.
Türkiye’ye gelmesi için pek çok kamu, vakıf ve özel hastane Yaşargil’i birlikte çalışmaya ikna etmeye çalıştı. Çok titiz olan Yaşargil, ona verilen sözlerin tutulmadığını görünce gelmedi. İstediği koşulları sağlayan Arkansas’a gitti ve aktif çalışmayı burada sürdürdü.
Kasım 2013’te Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde cerrahi çalışmalarına, derslere, konferanslara, laboratuvar çalışmaları ve mesleki yayınlara başladı. Burada öğrencilerinden Prof. Dr. Uğur Türe ile birlikte çalıştı.
Yaşargil’in İngiliz eşi Diane aynı zamanda ameliyat hemşiresiydi. Çift hem hayatı hem de mesleklerini sevgiyle paylaştı.
Adını taşıyan laboratuvar ve kürsüler kuruldu
Profesör Yaşargil adı altında Oxford-İngiltere, Little Rock-ABD ve Pekin-Çin’de mikrocerrahi laboratuarları kuruldu.
Arkansas Üniversitesi, Yaşargil Kürsüsü kurup ‘Yıllık Gazi ve Diane Yaşargil Konferansı’ başlattı.
Zürich Tıp Fakültesi de 2014’de ‘Yıllık Yaşargil Konferansları’ başlattı.
Yaşargil’in yurt dışında ve yurt içinden 12 onursal profesörlük, beş fahri tıp doktorluk ünvanı, 340 bilimsel yayını var.
Yüzyılın beyin cerrahı
Yaşargil genç yaşlarından itibaren çok sayıda ödüle layık görüldü. Bazıları şunlar:
- İsviçre Tıp Bilimleri Akademisi Robert Bing Ödülü
- İsviçre Devlet (Marcel Benoist) Ödülü
- Uluslararası Mikrocerrahi Derneği Öncü Mikrocerrah Ödülü
- Türkiye Cumhuriyeti Tıp Ödülü
- Dünya Nöroşirurji Dernekleri Federasyonu Altın Madalyası
- Avrupa Sinir ve Beyin Cerrahları Birliği Onur Madalyası
- Amerikan Sinir ve Beyin Cerrahları Kongresi ‘Yüzyılın Beyin Cerrahı‘ ünvanı
- Türkiye Cumhuriyeti Devlet Nişanı
- Dünya Sinir ve Beyin Cerrahları Akademisi’nin ilk altın onur ödülü
- TBMM Milli Egemenlik Onur Ödülü,
- Türkiye Büyük Millet Meclisi Ödülü…
Askerlik sorunu nedeniyle yıllarca memleketinden uzak kaldı
Yaşargil, onu çok üzen bir askerlik sorunu yaşamıştı.
27 Mayıs darbesinden sonraki askeri yönetim sırasında Yaşargil yurt dışında eğitimine devam ediyordu. Doçentlik sınavına gireceği günlerde Türkiye’den askerlik vaktinin geldiğine dair celp ulaştı. O sırada Yaşargil’e ziyareti için gelen lise arkadaşı Ömer İnönü’den babası İsmet İnönü’ye eğitimi bittikten sonra ülkeye döneceğini iletmesini istedi. Ancak beklediği sonucu alamadı. Bakanlık kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Vatansızların taşıdığı ‘Haymatlos’ pasaportuyla yaşamaya başladı.
Turgut Özal döneminde Yaşargil’in yeniden vatandaşlığa alınması için işlemler başlatıldı. Pasaportunu dönemin sanayi bakanı Şükrü Yürür götürdü. Böylece 18 yaşında ayrıldığı ülkesine 45 yıl sonra yeniden dönebildi. Geldiğinde otomobille üç saat boyunca Ankara’yı gezdi. Oradan da İstanbul’a geçip çocukluk arkadaşı, dostu şair Can Yücel’le buluştu.
Can Yücel’in kitabının ulaştığı gün öldüğünü öğrendi
Yücel, Yaşargil için “Beynin Piri Reis’i” diyordu. Nitekim Yücel’in öldüğü 12 Ağustos 1999 günü Yaşargil’in postasından bir paket çıktı. Pakette Yücel’in Yaşargil’e ithaf ettiği ‘Rengâhenk’ adlı şiir kitabı çıktı. Dostunu kaybettiğini aynı saatlerde öğrenen Yaşargil kitabı alınca gözyaşı döktü.
Yaşargil’in ayrıca Yücel’in oğlu Hasan’ın doktor olmasında da büyük rolü vardı. Liseyi bitirince, “Bunu ben okutacağım” diyerek Hasan’ı yanına almıştı.
İki kez evlenen Yaşargil’in, ilk evliliğinden üç çocuğu var.