İngiliz Financial Times gazetesi, seçimin ardından Türk Lirası ve Borsa İstanbul’daki değer kaybının sürdüğüne dikkati çekerek “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hayalleri piyasada ters tepti. Uyarılara kulak tıkamak, piyasalarda Türkiye ekonomisinin kaldıramayacağı türden tepkilere yol açabilir” diye yazdı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ardından yaptığı konuşmada “2023 hedeflerimize ulaşacağız” dediğini hatırlatan gazetenin Türkiye muhabiri Laura Pitel’ın konuştuğu analistler, Erdoğan’ın büyük inşaat projelerine ekonomiye zarar vermeden devam edebileceğinden şüpheli olduklarını belirtti.
Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 6’sı kadar bir cari açık ve iki haneli enflasyona sahip olduğu hatırlatılan haberde, “Erdoğan, büyük inşaat projelerini inşa ederken devletin tek bir kuruşunun kullanılmadığını, bunların özel sektör eliyle yapıldığını söylüyor. Fakat Price Waterhouse Coopers’ın Garanti Bankası ile birlikte hazırladığı bir rapora göre, 2023’e kadar yapılması öngörülen inşaatların maliyeti 325 milyar dolar olacak” dendi.
Financial Times şöyle devam etti: “Bu projelerin bir çoğu hükümet garantisiyle yapılıyor ve yeterli gelir elde edememeleri durumunda gelirleri devlet tarafından ödeniyor. Bunlar genellikle değer kaybeden lira cinsinden değil, avro ve dolar cinsinden yapılan ödemeler. Şimdi esas soru, Erdoğan’ın büyüme hedefleri yolunda mı, yoksa kemer sıkma ve reform yolunda mı yürüyeceği. Uyarılara kulak tıkamak piyasalarda, artık Türkiye ekonomisinin kaldıramayacağı türden tepkilere yol açabilir.”
Gazetenin piyasalar ve yatırım ekinde de seçimin ardından piyasalardaki balayının yalnızca sabah saatlerine kadar sürdüğünü, sonrasında Türk Lirası ve borsanın değer kaybettiğine işaret edildi.
Adam Samson imzalı analizde Erdoğan’ın aşırı ısınma belirtileri gösteren ekonomiyi daha fazla istikrarsızlaştıracağına yönelik endişelerin analistleri rahatsız ettiği belirtildi. Samson, küresel ekonomideki gelişmelerin de Türkiye lehine olmadığını da yazdı.
Gazeteye konuşan Commerzbank analisti Esther Reichelt de “Türkiye Merkez Bankası, gerektiği takdirde Erdoğan’ın düşük faiz talebine karşı koyma gücü ve isteği olduğunu henüz kanıtlayabilmiş değil” dedi.